Futbol dünyası Lionel Messi’nin Manchester City’ye transfer olma ihtimalini konuşuyor. Bu çok çok güçlü gözüken ihtimal doğrultusunda Pep Guardiola ve Lionel Messi’nin birlikte yaşadığı zaferlerle dolu günler anımsanırken The Times için bir yazı kaleme alan Pol Ballus okuyucularını ikili arasındaki derin bağın oluştuğu yaz olan 2008 yazına götürdü.
“Futbol dünyasında taşları yerinden oynatacak hamle gerçekleşecek mi, herkesin merakla beklediği süreç nasıl noktalanacak, Lionel Messi gerçekten Barcelona’dan ayrılıp yeni sezonda Manchester City forması mı giyecek” soruları son günlerin en çok sorulan ve en çok konuşulan olayı oldu.
Tarih yazdığı Barcelona’dan ayrılıp 33 yaşında Premier Lig’in yolunu tutmak üzere olan ve hayatının en büyük meydan okumalarından birini gerçekleştirmeye hazırlanan Messi için gidilecek tek doğru adres elbette Pep Guardiola’nın yanı. Birlikte ikisi Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu olmak üzere 14 kupa kazanan ikili belki de kendi The Last Dance’lerine imza atmak için Manchester’da buluşmak üzere.
Bu ikilinin birbirleri için ne kadar doğru bir çözüm olacakları konuşulur ve yazılırken The Times için bir yazı kaleme alan Pol Ballus bu uyumlu ilişkinin temellerine değindi. “Pep’s City” ve “Pep’s City: The Making of a Superteam” adlı kitapların yazarı olan Ballus, sporseverleri 2008 yazına, Barcelona’nın St. Andrews Golf Club’da düzenlediği sezon öncesi kampına götürdü.
Çeviri: Metin Aktaşoğlu
Derin bağlar St Andrews seyahatinde kuruldu: Messi, Guardiola’ya ne kadar yakın?
“Geçen hafta Messi kararını çoktan vermişti. Ancak Barcelona’ya ayrılma istediği yönündeki kararını iletmeden günler önce güvendiği bir eski dostunu aradı. Pep Guardiola telefonu açtı ve dinledi. Eski oyuncusu, Messi’nin en parlak versiyonunu keşfeden adamla yeniden bir araya gelme fikrine sıcak baktığını Pep’e aktarıyordu.
İkiliye yakın kaynaklara göre Guardiola ile olan görüşme, Manchester City hiyerarşisinin ilk kez Messi’ye imzayı attırma şansına sahip olabileceklerinin farkına varmasını sağladı. Bu bilgi bile bunun, yakın dönem İngiliz futbol tarihinin en önemli telefon görüşmesi olduğunu öne sürmeye yeter. Çoğu insan ikilinin Barcelona’da birlikte geçirdikleri son yıl olan 2012’de, böyle bir senaryonun gerçekleşebileceğini öngöremezdi. Guardiola menajerlik görevini “tükenmiş ve bomboş” hissettiğini itiraf ederek bıraktı ve “ayrılmazsam kulüp ve ben birbirimize zarar verebilirdik” dedi.
Guardiola ile dev başarılarla dolu dört yıl geçirmiş olmalarına rağmen, onun bu işten sıkıldığı kadar Messi de dahil olmak üzere oyuncular da ondan bunalmışlardı. Guardiola’nın Barcelona menajerliğine yoğun duygularla olan yaklaşımının bir parçası da Messi’nin aklından geçenleri anlamaya çalışmaktı. 2008’de göreve geldiğinde takımı sezon öncesi kampı için St. Andrews Golf Club’a götürmüştü. Pep revizyona gitmişti; Ronaldinho ve Deco ayrılmıştı ve sıradaki isim Samuel Eto’o olacakmış gibi gözüküyordu. Messi jenerasyonun yeni lideri olmalıydı ancak kara kara düşünüyordu. O zaman 21 yaşında olan Messi, Olimpiyat Oyunları’nda Arjantin için mücadele etmek istiyordu ancak Barcelona izin verme taraftarı değildi ve bu sorun sezon öncesi kampına kadar ortalığı karıştıracakmış gibi duruyordu. Guardiola, Messi’yi kenara çekti ve 20 dakikadan fazla süren konuşmanın ardından Messi’ye Olimpiyat Oyunları’na katılma izni çıktı. “Git, altın madalyayı al, geri gel ve bize elinden gelenin en iyisini göster çünkü sana ihtiyacımız var” sözleri Pep’in Messi’ye verdiği mesajdı. Kimse de kulübü hayal kırıklığına uğrattığını söyleyemez: 12 ay sonra hem altın madalyası vardı hem de Barcelona, tarihinin ilk üçlemesine imza atmıştı. Dört yıl sonra Guardiola, izin yılını geçirmek için New York’a gitti ve oradan da teknik direktör olarak Bayern Münih’e… Kendi ve Barcelona arasına mesafe koydu lakin Messi’ye olan hayranlığı hiç eksilmedi. Manchester’da, 2008’de Sheikh Mansour kulübü devraldıktan bu yana Messi’nin adı kışkırtıcı bir şekilde akılların bir ucunda asılı duruyordu ve dahası 2016’da Guardiola’nın göreve gelmesiyle City içinden geçtiğimiz bu dönemden önce ilk kez Messi’yi getirmeye bu kadar yaklaşmıştı. Messi Barcelona’daki geleceğini o günlerde de sorguluyordu ve ekibi City ile irtibata geçti. Guardiola ve Messi, 2012’den sonra ilk kez o zaman görüşmüşlerdi. City, Messi’yi cezbetmişti ve kulüp bir teklif hazırlamaya koyuldu. Tam anlaşma tamamlanacakken Messi’nin ailesi ve Luis Suarez’in de aralarında bulunduğu arkadaş çevresi onu Barcelona’da kalmaya ikna etti. O günden beri City yöneticileri için bu bir rüya gibiydi ama en azından akşam yemeği yiyip anlaşmayı sağlayacak ücret konusunda konuşabilmişlerdi.
Şimdi ise her şey değişti. Messi, Guardiola’nın her platformda kendisine övgüler yağdırmasına her zaman saygı duyuyordu. Barcelona, geçen yıl yarı finalde Liverpool’a elendiğinde Pep, “Camp Nou’da ilk maçı izliyordum ve Messi canını dişine takmıştı. Ve sonra ikinci maçı da izledim: Barcelona’nın kaybetmesinin sorumlusu Messi değil” demişti.
Barcelona yönetiminin aksine Guardiola kulübün yaşadığı zorluklardan ötürü hiçbir zaman Messi’yi suçlamadı. Şimdi ise Messi’nin sorununa çözüm bulmak istiyor.”