Futbolda istatistiklerin kullanımı her geçen gün artarken golcü oyuncuları değerlendirmede yeni bir parametre ön plana çıkıyor: Durum değiştiren gol! Biz de bu istatisikten yola çıkarak Süper Lig’de ve Avrupa’da geçen sezonun golcülerine ve istatistiğin gösterdiği çarpıcı verilere değindik.
ANALİZ HABER / METİN AKTAŞOĞLU Performans analizinde istatistikler birer fikir verici olarak önemli bir rol oynuyor. Sadece analiz kısmında değil elbette, oyuncu değerlendirirken de istatistiklere bakıyoruz ve çoğu zaman, özellikle hücum oyuncusu transferlerinden önce, rakamlara mutlaka göz atıyoruz. Zira rakamlar kolaylıkla bir ön bilgiye erişmemizi sağlıyor.
“30 maça çıkmış; 18 gol atmış, 10 asist yapmış! Gayet iyi…” Evet, gayet iyi ancak bu rakamlar bir sürü parametre içerisinden yalnızca birkaçı. İstatistik bilimi futbola entegre oldukça ve teknoloji, ölçüm imkanlarını artırdıkça bakmak gereken rakamlar da artıyor. Koşu mesafesi yetmez, sprint sayısı da önemli. Pas isabet oranı yetmez, “packing” (rakip geçen pas) sayısı, öne doğru paslardaki yüzdesi, kilit pas, şut pası önemli. Asist öncesi pas önemli. Bunların yanına yakın zamanda gol beklentisi ve asist beklentisi de eklendi.
Tüm bu veriler, oyunu ve oyuncuyu anlamak açısından çok kıymetli. Ben de bu yazıda, özellikle skorer oyuncular değerlendirirken, zaman zaman kullanılan bir istatistikten söz etmek istiyorum: Durum değiştiren gol! Nedir bu durum değiştiren gol?
Maç esnasında bir takımı beraberlik durumundan galibiyet durumuna veya mağlubiyet durumundan beraberlik durumuna getiren goller durum değiştiren gol olarak tanımlanıyor. Örneğin; skoru 0-0’dan 1-0’a getiren, 1-1’den 2-1’e veya 0-1’den 1-1’e getiren gol. Hatta aynı maç içinde 0-1’den hem 1-1’e, hem de 2-1’e getiren gol, durum değiştiren gol olarak istatistiklere geçiyor. Bu istatistik diğer tüm verilerde olduğu gibi sadece bir resim çiziyor. Yani Beşiktaş’ın konuğu Benfica karşısında 3-0 geriye düştüğü maçta Cenk Tosun’un skoru 3-1’e getiren inanılmaz volesi “durum değiştiren gol” olarak geçmiyor. Ancak bu golün çok çok hayati bir gol olduğu gerçeğini de değiştirmiyor.
Bu istatistik santrforun veya yüksek skor katkısı veren/vermesi beklenen oyuncunun ne kadar kilit bir performansçı olduğunu, maçın içinde ne kadar etkin olduğunu, “çilingirliğini” sezona ne kadar yayabildiğini gösterdiği gibi oyunun da ne kadar o oyuncu üzerinden kurulduğuna dair de işaretler veriyor. Bundan aynı zamanda oyuncunun özgürlük alanını, sorumluluk seviyesini de görebileceğiniz gibi sonuca bakarak da takımın ne kadar farklı kilit açıcı ayaklara sahip olduğunu de görebilirsiniz. İsimler üzerinden hareket edelim ve geçen sezona bakalım:
OYUNCU ADI: LİGDE ATTIĞI TOPLAM GOL / DURUM DEĞİŞTİREN GOL SAYISI (%: DURUM DEĞİŞTİREN GOL YÜZDESİ)
Burak Yılmaz: 14/12 (%85.71)
Alexander Sörloth: 24/17 (%70.83)
Edin Visca: 13/9 (%69.23)
Papiss Cisse: 22/15 (%68.18)
Bogdan Stancu: 14/9 (%64.28)
Radamel Falcao: 10/6 (%60.00)
Vedat Muriqi: 15/8 (%53.33)
Adis Jahovic: 17/8 (%47.05)
Ortaya çıkan tablo sezonun özeti gibi aslında. Burak Yılmaz’ın ulaştığı inanılmaz yüzdenin yanına kayda değer bir performans eklenemeyince yani Beşiktaş, başka kilit açıcılar bulamadığı için Burak’sız maçlarda büyük zorluk yaşadı. Yeni sezon için Beşiktaş, Burak performansı bulamayabilir. Haliyle santrfor harici oyuncuların da elini taşın altına sokarak etki etmesi şart. Aynı durum Trabzonspor için de geçerli. Sörloth topu ağlara gönderme işini olağanüstü becerdi. Yanına zaman zaman yukarıdaki örnekte olduğu gibi Nwakaeme de eklendi. Ancak Nijeryalı listede olsaydı 11’de 3 durum değiştiren gol ile %27.27 gibi düşük bir oranda kalacaktı. Elbette Nwakaeme’yi bununla değerlendirmek doğru değil. Önceliği asistleri ve takımı hücuma taşıması olan Nijeryalı çok iyi bir sezon geçirdi ancak Sörloth ve Nwakaeme sallanınca sahneyi doldurmakta zorluk çeken Fırtına yeni sezonda bu noktaya çok büyük bir ağırlık vermesi gerekiyor. Belki Abdülkadir Ömür’ün bu noktaya odaklanması gerekecek.
Fenerbahçe için de Muriqi’nin nispeten düşük kalan yüzdesi çok şey anlatıyor. Zaman zaman günü kurtaran oyuncular çıktı Fenerbahçe’de ancak sarı-lacivertliler bunu istikrarlı bir şekilde yapabilecek bir oyuncuyu Vedat’ın yanına koyamadı. Bu sezon için santfor çevresine skor yapabilecek isimler ekleyen Fenerbahçe, Vedat Muriqi kadar ya da 20 gol sınırını zorlayabilecek bir golcü bulması halinde, çok daha iyi bir sezon geçirebilir. Bir başka önemli nokta da Başakşehir cephesinde göze çarpıyor. İlginçtir, 2018-2019 sezonunda da Edin Visca ligde 13 gol atmış, yine bunların 9’u durum değiştiren gol olmuştu. 18-19’da Visca yanına partner bulmakta zorlanırken Başakşehir şampiyonluğu kaptırmıştı. Geçen sezon ise düzenli olarak Demba Ba ve Crivelli; zaman zaman da İrfan Can, Gulbrandsen ve Aleksic gibi isimler Visca’nın yükünü hafifletti. Başakşehir, şampiyonluğa ulaştı.
Stancu ve Jahovic’in yüzdeleri takımlarının hücum anlayışlarını açıklarken, bu sezonun golleri de eklendiğinde yüzde 61.53’e ulaşan Falcao’nun oranı da Galatasaray açısından “Ya tüm sezon sağlıklı olsaydı” sorusunu sorduruyor.
İstatistiği biraz daha net kavramak için iki örnek daha verelim:
Mario Gomez (15-16): 26/15 (%57.69)
Bafetimbi Gomis (17-18): 29/10 (%34.48)
Buradaki iki şampiyon gol kralının oranlarından, takımların oyun tercihlerini ve sonuca gitme yollarını görebiliyoruz. Gomis’in sahadaki etkisi ve özellikle Feghouli ve Garry Rodrigues’e yarattığı alanlar fark yaratmıştı. Gomez ise Sosa, Oğuzhan, Quaresma, Gökhan Töre ve Olcay’dan aldığı topları kilit maçlarda ve sezon boyunca ağlara göndermekte sorun yaşamadı.
Son olarak da Avrupa’da geçen sezona bakmakta fayda var:
Pierre-Emerick Aubameyang – Arsenal: 22/18 (%81.81)
Karim Benzema – Real Madrid: 21/13 (%61.90)
Jamie Vardy – Leicester: 23/13 (%56.52)
Ciro Immobile – Lazio: 36/20 (%55.55)
Robert Lewandowski – Bayern Münih: 34/17 (%50.00)
Aubameyang, Arsenal’ı adeta sırtında taşıdı; Benzema, Ronaldo’nun yokluğunda, Bale’in suskunluğunda sazı eline aldı ve Real ile şampiyonluğa ulaştı. Vardy, Gol Kralı olsa da durgun dönemi UEFA Şampiyonlar Ligi vizesine mal oldu. Immobile’nin yanına Vedat Muriqi’yi transfer eden Lazio, Altın Ayakkabı elde eden oyuncunun yanına takviyeler yaparak Juventus’u zorlamak istiyor. Bayern’deki görüntü ise takımın ne kadar kilit açma meziyetine sahip oyuncusu olduğunu gösteriyor. Zaten istatistiğin hesabında da 5-0’lık bir maçta yalnızca bir tane durum değiştiren gol olabileceği için aslında Lewa’nın oranı bu yüzden de nispeten düşük gözüküyor.
Bu verileri bir sonuca bağlamak gerekirse, santrfor ihtiyacı transfer döneminde pek çok takımın gündemindeyken bu verilerle hareket etmek, yönetimlerin kendi kadro yapılarına uygun bir oyuncu transfer etmelerini de sağlıyor. Özellikle golcü transferlerinde ihtiyaca uygun golcüyü bulamamak veya çevresini ihtiyaca göre dolduramamak koca bir sezonun hüsranla sonuçlanmasına neden olabiliyor.