İkinci Dünya Savaşı bitmiş, Almanya yenilmişti. Mesele, artık ülkenin paylaşımıydı. Özellikle Berlin. Sovyetler, ilk radikal eylemi gerçekleştirip 7 Ekim 1949’da Demokratik Almanya’yı kurduklarını ilan etti. Batı, Amerika ve müttefiklerinin kontrolündeydi. Bir gecede aileler, arkadaşlar parçalanmıştı. Batının deyimiyle, Doğu Almanya’dan kaçmak isteyenler çoktu. Ama kaçarken vuruluyorlardı.
13 Ağustos 1961’de bir gecede bir duvar yükseldi Doğu Berlin’de. Almanya resmen parçalanmıştı. 46 kilometrelik duvar çok kısa süre içinde bitirildi. Kızıl Ordu, güya doğuya özgürlüğü getirmişti.
8 Şubat 1950’de, Rus İstihbarat Teşkilatı KGB’nin şekillendirdiği Demokratik Almanya teşkilatı Stasi devreye girdi. Ülkede artık şehirden şehire yolculuklar için bile Stasi devreye giriyordu. Doğuda yaşayan insanlar birer dosyaydı, Stasi için. KGB müthiş ortağından çok memnundu. Baskı ve sıkı rejim, yeni nesil yetiştirmeye başladı. Spor, bu rejimler için çok iyi bir propaganda aracıydı. Bütün dünya, Demokratik Almanya’yı tanımalıydı.
Komünizm, en güzel yüzleri kullanıyordu. 10 yaşında bir kız çocuğu da buz üstünde dikkatleri çekmişti. Efsanevi antrenör Jutta Müller onu eğitmeye başladı. 13 yaşındayken, bir Avrupa Şampiyonası’nda dünya onunla tanıştı. Adı Katarina Witt’ti. Ona ‘Kati’ diyorlardı. Tolstoy romanlarında tasvir edilen prensesler gibiydi.
Witt, Avrupa ve Dünya şampiyonu olurken zorlanmadı. Saraybosna’da yapılan kış olimpiyatlarında büyük favori olan Amerikalı Rosalynn Summers’ı geçti. Olimpiyat şampiyonu oldu. Buzun üstünde, bir kuğu asilliğinde kayıyordu. Kraliçe olmuştu Kati. Stasi memnun, komünist parti gururluydu.
Aralık 2018’de 90. yaşını buz üstünde kayarak kutlayan Jutta Müller, örnek bir sporcu yetiştirmişti.
Kati’nin profesyonel yarışmalara katılmasına bile izin verdiler. Çünkü ‘DDR’ adı hep konuşulmalıydı. Ne yüzücüler, ne atletler yetiştirdi Doğu Almanya.
Sonra, ne oldu? 9 Kasım 1989’da bendeniz Viyana’da, Avusturya-Demokratik Almanya maçını anlatırken duvarı yıktılar! Binlerce Alman batıya akıyordu adeta. Sovyet lider Mihail Gorbaçov’un Glasnost (Açıklık) ve Perestroyka (Yeniden Yapılandırma) politikasıyla doğu bloku çöktü. Ne DDR kaldı, ne örnek nesil yetiştirme politikası.
Kati ne yaptı? Buz pateninin estetiğini anlatmaya devam etti. Ona hep saygı duyuldu ve duyuluyor.