Türkiye’nin Olimpik Badmintoncusu Neslihan Yiğit, Sözcü HaftaSonu’na konuştu. Dünya sıralamasında 30. sırada yer alan Yiğit, Tokyo’da Olimpiyat heyecanını kariyerinde 2. kez yaşayacak olmanın heyecanıyla hazırlıklarını sürdürüyor.
Badmintonda dünyanın 30. sırasında yer alan Neslihan Yiğit, 27 yaşında ve gözünü Tokyo Olimpiyatları’na dikti. Akdeniz Oyunları’nda altın madalyalar kazanan, Avrupa Oyunları’nda ülkemize bronz madalya getiren başarılı sporcu, “Sadece 8 Mart’ta hatırlanıp diğer günler ‘Biz de buradayız’ diye sesimizi duyurmak zorundayız! Bardak çatlayana kadar süreci görmüyoruz, kırıldıktan sonra medyaya yansıyor” dedi.
Kimdir Neslihan Yiğit?
“Çekirdek bir ailede büyüdüm. 9 yaşında başladığım badminton branşında şu an 18 yılımı doldurmaktayım. Beden eğitimi öğretmeniyim aynı zamanda.”
Nasıl tanıştın badmintonla?
“İlkokul 3. sınıfta beden eğitimi öğretmenim, şu anki antrenörüm Çağatay Taşdemir sayesinde tanıştım.”
ÇOK HEYECANLIYIM
Harika bir yükseliş ve olimpiyat? Nasıl nasıl bir duygu?
“Olimpiyatlar her sporcunun hayalidir. Oraya gidip bu duyguyu, o atmosferi yaşamak paha biçilemez. Ben bu duyguyu bir kez yaşadım. Bir kez daha ülkemi temsil edecek olmak beni çok heyecanlandırıyor.
Geriye dönüp baktığında ‘Keşke şu sporu seçseydim’ dediğin oldu mu?
“Açıkçası hayır. Yaptığım işi, branşımı çok seviyorum.”
ʻʻ
Tenisi andırıyor
Bir adet mantar ya da plastik bir başlığa takılı, 14 ya da 16 tüyden oluşan, ağırlığı 4.73-5.50 gram arasında değişen, ‘kuş’ adı verilen tüylü bir top ve raketle oynanan bir oyun olan badminton, tenisle benzer özellikler taşıyor. Bu sporda amaç, topun file üzerinden rakip alana atılması ve geri dönmemesini sağlamak.
Neslihan Yiğit
EKSTRA ÇABA ŞART
Badminton ülkemizde yeteri kadar ilgi görüyor mu? Şikayet ettiğiniz konular var mı?
“Diğer elit branşlar ile kıyaslayacak olursam, geri planda kaldığımızı söyleyebilirim. Fakat federasyon olarak büyük bir ilerleme kat ediyoruz her geçen gün. Tabii ki her sporcu gibi ben de işimin ön planda olmasını ve sesimin duyulmasını isterim. Bizim bunun için ekstra çaba sarf etmemiz gerekiyor.”
Neslihan Yiğit’in yeni hedefleri ne?
“Önceliğim, eksik olan büyükler Avrupa madalyası. Dünya sıralamasında ilk 10’a girmek de istiyorum ve son olarak tabii ki olimpiyatlarda ülkemi en iyi şekilde temsil etmek…”
EN ÖNEMLİSİ DÜZEN
Neslihan en çok neyi sever, neden nefret eder?
“Sevdiklerimle birlikte vakit geçirmekten hoşlanırım. Belirsizlik ve düzeni olmayan her şeyden ise nefret ederim!”
Badmintoncu olmasaydın ne olurdun?
“Moda tasarımcısı olmak gibi bir hayalim vardı bir zamanlar.”
Ev işleri, yemek yapmak?
“Diğer yarım diyebilirim! Yemek yapmayı çok seviyorum. Aşırı titiz ve düzenli bir kadınım. Her şeyin yeri bellidir ve asla bozulmazlar (gülerek).”
YALNIZ DEĞİLİM
Nasıl motive oluyorsun?
“Bir kadın olarak kendi ayaklarımın üstünde durmanın, ülkem adına başarılar kazanmak için her şey ile mücadele etmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Tüm bunları yaparken arkamda, yanımda duran; her yaştan, her kesimden insanların olması, ülkemin başarılarımla, mücadelemle benimle birlikte heyecanlanması, büyük bir güç. Bu gücü bana hissettirdikleri için şanslı olduğumu düşünüyorum.”
ÇOK HASSASIM
Türkiye’de kadın cinayetleri durmuyor, hatta artıyor. Neden? Ne yapmak lazım? Sadece 8 Mart yeterli mi?
“Maalesef sadece 1 günde hatırlanıp diğer günler ‘Biz de buradayız’ diye sesimizi duyurmak zorundayız! Asla ilerleme kat edemiyoruz. Buna dur demek lazım. Bir kere değil her gün sesimizin duyulması lazım. Bardak çatlayana kadar olan süreci görmüyoruz, kırıldıktan sonrası medyaya yansıyor. Bu konuda çok hassasım ve yardım edebilmek en büyük kazancım olur.”
OLİMPİYAT ÇOK GÜZEL
Seni en çok sevindiren ve üzen anlar?
“İkisi de olimpiyatlar ile ilgili. 2012 Londra Olimpiyatları’na katılmaya hak kazandığım andaki sevincim… 2016 Rio Olimpiyatları’na son adımda kaybettiğim maç ile katılamam ise benim için çok büyük bir üzüntüydü.”
GERİ DÖNDÜĞÜMDE ZORLUK ÇEKMEDİM
“Zorlu bir süreçti pandemi arası fakat bunu kolaylaştırmak da bizim elimizdeydi. Ben pandemi döneminde evimde kurduğum spor odasıyla geri dönüşümü kolaylaştırdığımı söyleyebilirim. O kadar çok özlemişim ki yarışma duygusunu, tek odaklandığım maçım oluyor. Başka bir olumsuzluk olduğunu düşünmüyorum.”
90’LARDA POPÜLER
SPOR tarihçileri, badmintonun kökeninin M.Ö. 5. yüzyılda Çinliler’in oynadığı ‘ti jian zi’ye dayandığını düşünüyor. Hindistan’da yapılan ‘poona’ adlı spora da benzeyen, 19. yüzyıl ortalarında İngiltere’ye ihraç edilen bu spor ilk kez oynandığı Badminton Evi’ adlı bir mekandan adını alıyor. 1934’te Uluslararası Badminton Federasyonu’nun kurulması ile yeni bir ivme kazanan badmintonun ilk olimpiyatı ise Barcelona 1992. Türkiye Badminton Federasyonu ise 31 Mayıs 1991’de kuruldu.