Galatasaray’da olağan seçimli genel kurul öncesi Sözcü’ye değerlendirmelerde bulunan eski başkan yardımcılarından Adnan Öztürk, ”Galatasaray’a yakışan, kriz esnasında bile duruşunu bozmadan bu dönemi atlatmaktır” dedi.
Galatasaray’da eski başkan yardımcılarından Adnan Öztürk, sarı kırmızılı kulüpteki yaşanan son gelişmeleri, Mustafa Cengiz’in adaylıktan çekilmesini ve olağan seçimli genel kurulu Sözcü’ye değerlendirdi.
Mevcut başkan Mustafa Cengiz’e teşekkür edilmesi gerektiğinin altını çizen Öztürk, bir kaç haftanın hesabının kimseye faydası olmadığını söyledi. İşte Adnan Öztürk’ün açıklamaları…
‘KURUMLARA VE ŞAHISLARA ZARAR VERMEDEN…’
”Tüm dünya, Türkiye ve tabii ki kulübümüzde corona virüsü salgınından dolayı son derece kaotik bir ortamdan geçiyor. Bu tür ortamlarda krizi yönetebilmenin ilk şartı, son derece sakin ve soğukkanlı olmaktır. Mantık silsilesini kaybetmeden, kurumlara ve şahıslara zarar vermeden davranabilecek bir camianın üyesi olarak benim fikirlerim son derece nettir. Şu ana kadar adaylığını açıklayan tüm Galatasaraylılar’a başarılar dilerim. Aday olmayacağını açıklayan Sayın Mustafa Cengiz başkanımıza da içtenlikle teşekkür ederim.
‘KENDİSİNE VE EKİBİNE HAK ETTİĞİ ŞEKİLDE TEŞEKKÜR ETMELİYİZ’
Sayın Mustafa Cengiz, çok zor şartlar altında Galatasaray’a hizmet etmiştir ve hak ettiği şekilde onurlandırılarak, teşekkürü sonuna kadar hak etmiştir. Dolayısıyla; kulüp olarak her şeyden önce Mali Genel Kurul prosedürlerini yerine getirerek, sayın Mustafa Cengiz ve ekibi ile demokratik, insan sağlığını tehdit etmeyen bir ortamda malı genel kurulumuzu yapmalıyız. Kendisine ve ekibine, hak ettiği şekilde teşekkür etmeyi bilmeliyiz.”
‘ZAMANA ZAMAN VERMELİYİZ’
”Mali Genel Kurulu müteakiben, seçime hazır bir ortamın oluştuğu anda da, seçimli genel kurulumuzu, camiamıza yakışan bir şekilde yaparız. Mali genel kurulu yapmak, camiamıza yeni üye olmuş arkadaşlarımızın da, tartışmasız bir şekilde oy kullanmasını sağlayacaktır. Galatasaray’a yakışan, kriz esnasında bile duruşunu bozmadan, iç çekişmelerin kırıcı olmadığı, mahkemelere gidilmeyen bir yol izlenerek bu dönemi atlatmaktır. Zamana zaman vermeliyiz, asil olmalıyız. Yüzyıllık camiamızda, bir kaç haftanın hesabını yapmanın kimseye faydası yoktur.”