Geçen sezon deplasmanda oynadığı son 7 maçta 2 beraberlik-5 mağlubiyet alan Fenerbahçe, bu sezon şimdiye kadar oynadığı 3 deplasmandan 7 puan çıkarttı ve şimdilik deplasman fobisini rafa kaldırdı. Berabere kaldığı tek deplasman Galatasaray maçıydı ve belki de galibiyeti kaçıran taraftı.
Dün gece ise, ligin en zor deplasmanlarından birinde Göztepe’ye karşı farklı kazanabileceği maçı Altay Bayındır mucizesi ile 3 puanla kapattı. En azından şampiyonluk iddiasında bulunan bir takımın öyle ya da böyle deplasmanda da kazanması gerektiğinin farkındalığı yaratılmış gibi.
Erol Bulut’un öğrencileri, henüz sezon başında olunmasına ve bazı kilit oyuncuların takıma yeni dahil olmasına rağmen fizik ve taktik açıdan sahadaki istikrarını koruyarak 5. haftayı geride bırakan bir takım görüntüsü çizdi.
Bu yıl daha da uzun sürecek şampiyonluk maratonunda elbette bazen kopmalar yaşanacaktır ancak, böyle zorlu fikstürle başlanan sezon başını mağlubiyetsiz ve diri atlatmak önemli bir maharet. Ligde son 5 sezonun en iyi başlangıcının yapılması ise, pastanın üstündeki çilek kıvamında.
Bu işin sadece sezon öncesi fizik-kondisyonla yüklemesi ile değil, oyuncuları her hafta mental olarak maçlara hazırlayarak da yapıldığını düşünürsek, teknik ekip şu ana kadar kusursuza yakın bir performans sergiliyor.
AYAKTA KALMAZSAN CEZAYI YERSİN
Takım ise, zaman zaman belli bölgelerde sallantıları olsa da, genele bakıldığında ayakta kalmayı başaran ve sahada varlığını hissettiren bir futbol oynuyor. Zaten ayakta kalınmayan iki pozisyonda iki gol yendi. Birinde Serdar Aziz’in yaptırdığı penaltı, diğerinde Nazım Sangare’nin ayakta kalmak yerine yere düşerek faul almaya çalıştığı pozisyonun devamında gelen gol.
Penaltı pozisyonu ‘VAR’dan dönebilirdi ama Serdar Aziz tecrübesinde bir ismin, artık işini ‘VAR’a bırakmaması ve bu tarz pozisyonların kurbanı olmaması gerektiğini bilmeli. Sadece Fenerbahçe için değil, Milli Takım forması seviyesine gelebilmesi için de bu ayakta kalamama sorununu çözmeli.
GUSTAVO-OZAN-SOSA: GOS!
Bazı şeylerin kıymetini ondan yoksun kaldığında anlarsınız ya. Lemos’un bu haftaki yokluğu da, önceki 4 haftadaki varlığının aslında ne kadar önemli olduğunu ispatladı. Orta sahada Gustavo-Ozan-Sosa üçlüsünün bir makinenin hiç teklemeyen dişlisi gibi çalışması, Fenerbahçe’yi ileriye taşıyan yegane etken. Gerçekten şimdiye kadar ligimizin üstünde bir seviyede performans sergiliyorlar ve Fenerbahçe bu sayede hem savunmada, hem de hücumdaki eksiklerini çok iyi gizleyebiliyor.
ALTAY BAYINDIR UTANDIRMAYA DEVAM EDİYOR, HÂLÂ!
Bana göre gecenin, hatta geride kalan 5 haftanın yıldızı Altay Bayındır. Sezon başında “Şampiyonluğa giden takımın kalesini koruyabilir mi?” yorumlarını 5. hafta itibariyle çöpe attı. Karagümrük maçında kurtardığı penaltı ve Göztepe maçının 90. dakikasında Muslera’yı hatırlatan refleksiyle yaptığı kurtarış ile gelen 6 puan, 22 yaşındaki kalecinin hanesine yazdı. 5 maçın ikisinde kalesini gole kapattı ve Rizespor, Karagümrük ve Göztepe maçlarındaki kritik kurtarışlarıyla parladı. Henüz 22 yaşında olduğunu unutup, çok nadir yaptığı hatalar üzerinden kendisini yerden yere vuranlara gereken yanıtı sahada vermeye devam ediyor. Ve genç yaşına rağmen kendinden bu kadar emin görüntüsüyle bence şampiyon olacak takımın kalesini korumayı sonuna kadar hak ediyor.
İLGİLİ HABER 
Serdar Aziz`den hakem Atilla Karaoğlan`a tepki
İLGİLİ HABER 
Ozan Tufan, Pelkas`ın ismini unutunca