Son iki haftada kaybedilen 5 puan sonrasında üzerinde ister istemez psikolojik bir baskı oluşan Galatasaray, beklediğinden çok daha kolay bir galibiyete uzandı. Maçın henüz 27. saniyesinde Diagne’nin yaptığı üst düzey golcü vuruşu takımın üzerindeki stresi aldı götürdü. Diagne demişken bazen saç baş yolduruyor bazen de dünkü gibi Luis Suarez golleri atıyor. Ama gerçek olan bu takımın şu an için olmazsa olmazı.
Cezası biten ve saha kenarına dönen Terim, iki kenar beki Linnes ve Saracchi’yi yanına oturttu. Konya’da tel tel dökülen Saracchi’nin yerine oynayan Emre Taşdemir’in müthiş bindirmeleri Galatasaray’a sezonun en farklı galibiyetini getirdi. Sürekli soldan hücum eden sarı-kırmızılılar, pas ve oyuncu kalitesi ile ilk yarıda işi bitirdi. İçine Marcelo kaçmış gibi oynayan Emre Taşdemir, Terim’in uzun zamandır kendisinde ısrar etmesinin karşılığını Gençlerbirliği maçında verdi. Galatasaray, Süper Lig’de rakip ceza sahasında en çok topla buluşan takım ama düne kadar bunu gole yeteri kadar çeviremiyordu.
Dün doğru final pasları farkı da getirdi. Bazılarının yerin dibine sokmak için uğraştığı Belhanda’nın yaptığı hat-trick, eleştirilere ironik ve anlamlı bir cevap oldu. Ama maçın yıldızı tartışmasız Arda Turan’dı. Sahadaki duruşu, oyun bilgisi ve kendine has fark yaratan futbol zekası onu bambaşka bir seviyeye taşıyor. Arda dün en görkemli Atletico Madrid günlerindeki gibiydi. O efsane takımın futbol aklıydı. Simeone’nin fizik gücü yüksek takımının en nadide parçasıydı. Kaptan Arda, futbolun ayakla değil beyinle oynandığını bir kez daha kanıtladı.