Saygı, Türk futbolunda alışık olmadığımız bir kavram, açıkçası bize oldukça uzak. Kaybeden, hatayı her zaman başkasında aradığı için, özeleştiri kültürü de oluşturamıyoruz. Bu yüzden de ne futbolumuz ne de futbol kültürümüz gelişiyor, bir arpa boyu yol alamıyoruz.
Kasımpaşa takımının şampiyon Başakşehir’i alkışlarla karşılaması bu yüzden çok önemliydi maç öncesinde. Sahada emek sarfeden futbolcular bu saygıyı hak ediyorlardı. Futbolda aklı ön plana koyan Başakşehir, yıllardır sürdürdüğü istikrarlı ve profesyonel yapısıyla bu şampiyonluğu eninde sonunda alacağını belli etmişti, büyükler kötü yönetimleriyle buna yardımcı oldu sadece.
Şirket olarak yönetilen iki kulübün Süper Lig’de yoluna sorunsuz şekilde devam etmesi de tesadüf değil ayrıca. Asırlık çınarları yıllarca babalarının çiftliği gibi yönetenler, benden sonra tufan anlayışıyla milyarlarca lira borç batağına sokup, ceketini alıp gidenler, biri semt (Kasımpaşa) diğeri ilçe (Başakşehir) takımından ders almalılar. Kulüpleri hoyratça yönetenler hesap vermeli. Yoksa dünkü sahneyi önümüzdeki yıllarda sıkça izlemek zorunda kalırız.
Kasımpaşa, Fuat Çapa ile yakaladığı müthiş çıkışı şampiyon önünde de sürdürdü. Koita’nın alışkın olduğumuz bitiriciliği ve hücumdaki etkinliği aklı kutlamalarda olan Başakşehir’in de canını fazlasıyla yaktı. Trabzonspor eline gelen fırsatları tepmeyip takibini sürdürebilseydi, baskı altındaki Başakşehir, Kasımpaşa önünde şampiyonluğu bile bırakabilirdi. Oyun ve taktik disiplini üst düzeydeki ev sahibi bunu kanıtladı. Son üç haftada oyun anlamında epey geri giden Başakşehir, kendisini kovalayan olmayınca finali de tatil modunda yaptı.