Futbol dünyasının ‘süper menajeri’ Jorge Mendes, corona etkisine rağmen yine flaş transferlere aracılık etmeyi başardı. Yaz transfer dönemine damga vuran hamlelerin arkasındaki isim, aynı zamanda Wolverhampton Wanderers’ın da 2016’da başlayan başarılı yapılanmasında kilit rol oynuyor.
DERLEYEN / METİN AKTAŞOĞLU Pandemi süreci her sektörü derinden etkilerken futbol da bu sıkıntılı dönemden etkilenmekten kurtulamadı. Ekonomik olarak ciddi bir krizin ve resesyon döneminin futbolu beklediği yazıldı; bu tez, özellikle transfer döneminde bonservis bedellerinin nispeten daha düşük kalması ile aslında reelde de bir karşılık bulmuş oldu.
Lakin Jorge Mendes, coronanın ekonomik etkisine karşı bir aşısı varmış gibi duruyor. Alanında bir veya iki numara olarak gösterebileceğimiz dünyaca ünlü menajer, transfer döneminin kazananı oldu. Artık, Mendes bir menajerden daha fazlası! Gerçi ne zaman öyle değildi ki?
Mendes hakkında İtalyanca’da yayımlanan M. L’orgia del potere. Controstoria di Jorge Mendes, il padrone del calcio globale adlı bir kitabı bulunan Pippo Russo yaz transfer döneminde Mendes’in hareketli geçen günlerini şöyle değerlendiriyor: “Kriz ona dokunmamış gibi duruyor. Jorge Mendes’in ekonomik güç ağı corona virüsüne direnç gösterdi diyebiliriz. Sanki aşıyı bulmuş gibi…”
Manchester City’nin Benfica’dan Ruben Dias’ı 80 milyon dolara transfer etmesine aracı olan Mendes, Nicolas Otamendi’nin City’den Benfica’ya transfer olmasına da aracılık etti. Bir başka müşterisi James Rodriguez’i düzenli forma giyebileceği Everton’a yolladı. Mendes’in neredeyse ‘de facto’ yönettiği Wolves’tan Matt Doherty, Mendes’in müşterisi Jose Mourinho’nun çalıştırdığı Tottenham’a 20 milyon dolara, Diogo Jota ise 53 milyon dolara Liverpool’a transfer oldu.
Wolves, Doherty’nin yerini Barcelona forması giyen Nelson Semedo ile doldurdu. Jota’dan gelen bonservis ise Porto’nun genç yıldızları Vitinha ve Fabio Silva transferlerinde kullandı. Porto, Silva transferinden gelen 40 milyon Euro’nun dörtte birinin menajerlik komisyonuna gittiğini açıklarken bu meblağın büyük bir kısmının Jorge Mendes’e gittiği aktarıldı.
Yukarıda bahsi geçen ‘de facto’ ifadesine de bir açıklık getirmek gerekiyor. Mendes’in Wolves ile ilişkisi dikkat çekici.
Adını Wolves koydum: Mendes’in yolu!
İslam Çupi der ya “Olaylar‚ sağbekin lahana dolmasını yemesiyle başladı” diye… Wolverhampton için de aslında her şey 2016 yazında başladı. Çinli yatırımcı Fosun International kulübü devraldı. 2016-2017 sezonunda Premier Lig’e dönemeyen Wolves, 2017-2018’de ise Porto’nun eski teknik direktörlerinden Nuno Espirito Santo ile 6 yıl aradan sonra futbolun zirvesine, Premier Lig’e adımını attı. Burada Fosun International’a bakmakta fayda var. Çin menşeli şirket, Jorge Mendes’in de bağlı olduğu dev menajerlik şirketi Gestifute’nin yüzde 20’sine sahip.
Mendes’in Wolves yapısında resmen açıklanmış bir görevi yok ancak kulüpteki Portekizliler ve yolu zaman zaman dolaylı da olsa Mendes’le kesişen isimler dikkat çekiyor.
Yukarıdaki isimler şu an Wolves kadrosunda bulunan ve Gestifute ile direkt olarak çalışan isimler. Bu isimlerin hepsi Portekizli. Aynı zamanda takımın Portekizli menajeri Nuno Espirito Santo da Gestifute ile çalışmakta. Diogo Jota ve Matt Doherty de geçen sezon Wolves’ın kadrosunda bulunan Gestifute oyuncuları. Ayrıca Willy Boly, Fabio Silva ve Raul Jimenez de dolaylı yoldan Mendes’le yakın ilişkileri bulunan temsilcilerle çalışıyor.
Bu tablo sonuçsuz kalan birkaç soruşturmaya da sebebiyet verdi. Ancak şimdilik bu görüntü ‘ilginç bir durum’ statüsünde İngiliz futbolunun zirve liginde hayatına sorunsuz devam ediyor.
Futbol dünyasında kurduğu güçlü ilişkilerle transfer dünyasını büyük ölçüde domine eden, Türkiye’de bazı menajerlerle çalışan Mendes’in, dünyanın farklı bölgelerinde Gestifute ile dirsek temasında bulunan bir menajer ağı bulunuyor. İspanya’da 2017’de müşterileri Cristiano Ronaldo ve Jose Mourinho, vergi kaçırma davasının muhatabı olunca iş yapma şeklini açıklamak durumunda kalan Mendes, vergi konularında bir bilgisi olmadığını, bu alanda çalıştığı profesyonellerin böyle konularla ilgilendiğini ifade etti. Mendes, odağının, net bir şekilde müşterilerinin kariyer yönetimi olduğunun altını çizdi.
Mendes’in bu çalışma şekli Portekiz futbolundaki diğer menajerleri tekeli kırmak zorunda kalmaya itiyor ve Mendes’in geniş ağı, bu alandaki rekabeti olumsuz etkiliyor olabilir. Bu konu üzerine Portekiz’de iddialar bulunuyor. Ancak Mendes’in oyuncuları uzun süredir olduğu gibi şu günlerde de halinden memnun gözüküyor.
West Midlands’ın İberlileri…
Wolves cephesinde de durumlar memnuniyet verici. West Midlands, bir çok Portekizli oyuncuya ve İber kökenli futbolcuya ev sahipliği yapıyor. Bölgede yaşamayı seven futbolcuların halkla ilişkisi de dikkat çekici.
Yolu Benfica üzerinden Wolves’a düşen Meksikalı golcü Jimenez “Dışarı çıkabiliyorum, bazen markete gidiyorum, sokaklarda dolaşıyorum. Bazıları beni tanıyor, bazıları tokalaşmak, bazıları fotoğraf çektirmek istiyor. Burayı çok seviyorum. Meksika’da dışarı çıkmam çok zor. Portekiz’de de Benfica’da oynadığım için düşük profilde takılmam zor oluyordu. Wolverhampton’da insanlar seni tanıyor, belki de seni görüyorlar ancak onlardan biriymişsin, şehrin bir sakiniymişsin gibi seni olduğun gibi bırakıyorlar. Çok sakin, burayı seviyorum” sözleriyle şehirdeki yaşamı anlatmıştı.
Mendes’in projesine bakıp “bu işte bir iş var” da diyebiliriz ancak ortaya çıkanın, heyecan verici ve başarılı bir proje olduğu da aşikar. FIFA’da bile “Ultimate Team” kadrosu kurarken takım kimyasının ne kadar önemli olduğunu oyunseverler biliyor! Mendes de aslında bunu gerçek hayata uyarlayarak başarılı bir projeye imza atmış. Wolves taraftarı memnun, şehir memnun, oyuncular memnun, Mendes çok memnun…