Sumudica’nın takımları ile oynamak zor. Kapalı, hareket alanını daraltan, zor pozisyon veren bir takım, Gaziantep… Beşli savunmanın önünde, kalabalık orta saha görüntüsüyle, Beşiktaş’ın gol pozisyonu bulması imkânsız hale geldi. Bizim ligde, çok denenen bu oyun stiline cevap vermek, biraz, bireysel yeteneklerin ön plana çıkmasına bağlı…
Larin’in attığı son 5 golün üçü, kafayla… İstediği toplar, bir türlü gelmedi. Ghezzal, forma giydiğinden bu yana, oyun zekâsı ve 2 asistle, Beşiktaş’a faydalı olacağını gösterdi. Yalnız, Sumudica, onu, çok iyi kontrol altına aldırmıştı. Böyle sıkışan oyunlarda, tabii ki şut atmak, en büyük çözüm… Larin’in topu direkten dönmese, öne geçecekti Beşiktaş… Devre kapanırken, savunma konsantrasyonunu bir anda kaybederseniz, golü yersiniz. Mirallas için golü atmak, çok kolay oldu…
Sergen Yalçın’ın, De Souza ve Mensah’ı oyuna alması, bence, doğru karardı. Dorukhan ve Oğuzhan, ilk devrenin, etkisiz iki futbolcusuydu. Ama kalecin hata yapar, bir de kırmızı görürse, teknik direktör, bütün planlarını çöpe atar, diye düşündüm. Atiba, Rosier ile çok temiz oynadı. Rosier, Larin’e, “Buyur at” dedi.
Dünya Kupası finali oynamış Vida’nın, hemen arkasından, kritik topa müdahale edememesi, şaşırtıcı olurken, Muhammed golü attı. Hemen gol yerseniz, oyunda direnciniz düşer, acele edersiniz ve gol bulma ihtimaliniz azalır.
10 kişi ile sahayı, istediğiniz gibi parselleyemezsiniz. Takım savunmasında, kırılganlık başlar. Bir de oyun iştahınız az ise işiniz mucizelere kalır. Gaziantep takımına kaptırdığı topları, geç almaya başlayan Beşiktaş, son dakikalara sancılı girdi.
Kara Kartal, yine istediği sonucu alamadı. Böyle, 2 hafta kazanıp 1 hafta kaybederseniz, zirve hayal olur. Üç gol yer, İstanbul’a dönersiniz…