Malum pandemi nedeniyle hayatın birçok alanında yeni normale alışmaya çalışırken Süper Lig’in ilk maçıyla birlikte ülkemiz eski normalini de hatırladı. Çaykur Rizespor-Fenerbahçe maçındaki tartışmalı penaltı kararı sonrası yine ortalık yangın yerine döndü. Valencia’nın suratına gelen dirseğin, penaltı kararına sebebiyet verecek seviyede olup olmadığını bir türlü net şekilde göremedik.
Avrupa liglerinde yayınlanan maçlarda, futbolcunun kirpiklerinin sayısını bile rahatlıkla görebilirken, ligimizde ceza sahası içinde yaşanan bir pozisyonu 5 farklı kamera açısından da görmek mümkün olmuyor!
Bu durum sonrası zaten kaosla beslenen futbolseverlerimiz için de adeta piyango vurmuş gibi oldu. Hasretle beklenen futbolun tadını çıkarmak yerine yine kısır, gerçeklikten bağını tamamen koparmış tartışmalara saplanarak sezona başladık.
Hâlbuki; Çaykur Rizespor’un yediği ilk gole kadar Fenerbahçe karşısındaki dirençli oyunu ve organize gelişen bir atakla bulduğu şahane golü konuşabiliriz.
Sonrasında pes etmeyen ve oyunu bırakmayan Fenerbahçeli futbolcuların, her ne kadar yeni oluşan bir kadro olmasına rağmen birlik içinde uyumla hareket etmelerine dikkat çekebiliriz.
Teknik direktör Erol Bulut’un yaptığı değişikliklerle, alışılagelmiş klişe oyuncu çıkarmalar yerine cesur ve sorunu çözme odaklı hamlelerini takdir edebiliriz.
VAY HALİMİZE
Fenerbahçe’nin yıllar sonra yeniden duran toptan tehlikeler yaratan takım haline gelişindeki en önemli etken olan yeni transferler Gökhan Gönül ve Caner Erkin’in üst düzey performansını alkışlayabiliriz.
Ancak bunların hiçbiri ekranlarda reyting, sosyal medyada etkileşim getirmez. Çünkü toplum kaos, kriz ve tartışma ortamına alıştırılmış durumda. Eleştiri yapılır, hatalar söylenir ama insanlara sürekli bu suni gündemleri empoze etmenin, toplum psikolojisi açısından da derin yaralar açtığı bir gerçek. Herkesin ayrıştığı, birbirine düşman gibi baktığı bir toplumda, en kolay olanı ve en popülist yaklaşımlar seçilerek yola devam ediliyor.
Ama yanlış yapılıyor!
Yıllardır ligimizin kalitesini tartışan, Avrupa liglerini örnek göstererek yüzümüzü batıya dönmemiz gerektiğini söyleyen insanlar bile bu kaos bataklığına saplanmışsa, vay halimize.
Bu kısır tartışmaların daima olacağı gerçeğini kabul etsek de, özellikle pandemi sonrası birçok şeyin kıymetinin yeniden anlaşıldığı şu günlerde futbol dünyası olarak herkesin şapkasını önüne koyması gerekiyor.