Huzurlarınızda altın kızlar!

Duygu Doğan, Azra Akıncı, Eda Asar, Nil Karabina ve Peri Berker… Türkiye’ye tarihteki ilk cimnastik altın madalyasını kazandıran kızlar. Spora nasıl başladılar? Günde kaç saat çalışıyorlar? Okul ve spor birlikte yürüyor mu? Bundan sonraki hedefler… Sorduk, yanıtladılar…

Devrim DEMİREL | Türkiye’nin son yıllardaki en gözde spor dallarından biri cimnastik. 3 ana olimpik spordan biri olan bu branşta 2008’de Ümit Şamiloğlu (artistik) ile başlayan madalya serüvenimiz, Ayşe Begüm Onbaşı’nın (aerobik) başarılarıyla devam etti.

2019’da İbrahim Çolak’la (artistik) tarihteki ilk dünya şampiyonluğumuzu gördük, gümüş madalyalı Ahmet Önder’le de (artistik) gururlandık. Son olarak Ritmik Cimnastik Grup Milli Takımımız, Kiev’de Avrupa Şampiyonu olarak bir ilke daha imza attı. Antrenörleri Kamelia Dunavska yönetiminde çalışan Türkiye’nin ‘altın kızları’ SÖZCÜ’nün sorularını yanıtladı.

BAŞLAMA YAŞI 4-5

Hepinizi tek tek kutlayarak, cimnastikle nasıl tanıştığınızla başlayalım.

Duygu: Cimnastik annemin hayaliymiş. 5 yaşında tanıştım ancak devam etmedim. Sonra 8 yaşında ilkokul öğretmenimin ısrarıyla yeniden başladım.

Azra: Ailemin yönlendirmesiyle 4 buçuk yaşında başladım.

Eda: İlk başta bale yetenek sınavına girdim. Evimiz uzak olduğu içingidemedim. 1 yıl sonra cimnastiğe başladım.

Nil: 4 yaşındayken annemin yönlendirmesiyle cimnastiğe başladım. Peri: 4 buçuk yaşındayken ablamın (Antrenörümüz Beril Berker) yönlendirmesiyle başladım.

RİTMİK DAHA ESTETİK

Neden artistik değil ritmik cimnastik?

Duygu: Salona ilk girdiğimde yarısında artistik öbür yarısında ritmik sporcuları antrenman yapıyordu. Bana ‘Hangisini istersin’ diye sorduklarında direkt ritmiği seçtim. Çünkü Gizem ablamı kurdele çalışırken görmüştüm ve çok etkilenmiştim.

Azra: Benim gittiğim salonda artistik değil ritmik daha baskındı. Hobi grubunda direk ritmik ile başlanılıyordu. Hobi grubundan yarışmacı gruba geçtiğimde ritmikte ilerlemeye karar verdim.

Eda: Ben esnek olduğum için ritmik cimnastiğe başlamıştım.

Nil: Ritmik biraz daha estetiğe ve görselliğe yatkın. Bu yüzden seçtim.

Peri: Ritmik biraz daha estetiğe ve görselliğe yatkın olduğu için ve ablam da yaptığı için seçtim.

GÜNDE 8 SAAT İDMAN

Günde kaç saat antrenman yapıyorsunuz; bireysel ve takım olarak?

Duygu: Haftada 6 gün, 8 saat antrenman yapıyoruz. Tüm antrenmanlarımız takım halinde gerçekleşiyor.

Azra: Bireysel yarışmıyoruz. Günlük antrenmanlarımız da genellikle çift oluyor. Sabah 09.00’dan akşam 18.00-19.00’a kadar.

ARTİSTİK İLE FARK ÇOK

Artistik ile ritmik cimnastik arasında yarışma rutini dışında temel farklar neler?

Duygu: Artistik cimnastik daha çok gücün, ritmik ise esneklik ve estetiğin ön planda olduğu bir dalı. Temelleri aynı olsa bile aralarında çok büyük fark var.

Azra: Artistik cimnastik daha fazla kas ve kondisyon gerektiren bir branş. Ritmik cimnastik ise estetiğin, koordinasyonun, balenin, dansın birleştiği bir branş. Artistiğe kıyasla ritmikte daha uzun ve ince olmak gerekiyor.

Eda: Ritmikte labut, kurdele, top, çember ve ip kullanılıyor. Artistik cimnastikte daha çok vücut kası gerekiyor.

Nil: Ritmiği sadece kadınlar yapıyor. Artistiği ise hem kadın hem erkekler yapabiliyor.

TOTEM: SAĞ AYAK!

Mindere çıkarken nasıl motive oluyorsunuz? Ritüelleriniz (totemleriniz) var mı?

Duygu: Ben önce kaptan olarak kızlara ufak bir motivasyon konuşması yapıyorum. Çıkmadan önce derin bir nefes alıp, omuz silkip, sağ ayağımızı yere vurarak halıya çıkıyoruz.

Azra: Mindere çıkmadan önce aynı anda 3 derin nefes alıp veriyoruz. Bu, bizim sakinleşmemizi sağlıyor. Genellikle salona sağ ayakla girmeye çalışıyoruz. Bu bizim için küçük bir totem.

BU TEMPOYA ALIŞKINIZ

En çok merak edilen şey şu: Okul ve spor bir arada nasıl gidiyor?

Duygu: Küçük yaştan itibaren gelen bir disiplin olduğu için bu duruma alışmış durumdayız. Hayatımız hep bu şekildeydi. Zaman yönetimini iyi yapınca ikisini de bir arada yürütebilmek mümkün. Lütfen genç sporcularımız lise veya üniversite sınavlarından dolayı sporu bırakmasın. Ben şu an üniversite okuyorum hatta bitirmek üzereyim. Bu, imkansız bir şey değil.

Azra: Küçük yaştan beri okul ve sporu aynı anda götürdüğümüz için artık alıştık ve çok fazla zorluk çekmiyoruz. Kamplar ve yarışmalarımız için federasyonumuz, okullarımıza izin yazıları gönderiyor. Biz de antreman çıkışları boş zaman buldukça ders çalışıyoruz.

Eda: Sabah okul, sonra direkt antrenmana gidiyoruz. Antrenmandan sonra da ödevlerimizi yapıyoruz. Bu tempoya alışığız. Okul ve sporu bir arada götürebiliyoruz.

Peri: İkisini yürütmek bazen zor olsa da çok küçük yaştan beri bu disipline sahip olduğumuz için ikisini de yürütebiliyoruz.

BASKET VE VOLEYBOL FAVORİ

Başka sporlarla aranız nasıl, izliyor musunuz?

Duygu: Denk geldikçe diğer branşların milli takım maçlarını izlemeye çalışıyorum.

Azra: Basketbol ve yüzmeyi çok seviyorum. Zaman buldukça basketbol oynamaya veya yüzmeye çalışırım. Buz pateni izlemek de ilgimi çekiyor.

Eda: Ben zaman buldukça voleybol, buz pateni ve yüzme izliyorum.

Nil: Voleybol ve basketbol maçlarını izliyorum.

Peri: Zaman buldukça basketbol ve voleybol seyrediyorum.

YENİ ROTA OLİMPİYAT

Erkeklerden sonra kızlarda da çıta yükseldi. Başarı ölçütü değişti. Beklentiler arttı. Olimpiyat ve dünya şampiyonalarına hazır mısınız?

Duygu: Motivasyonumuz çok yüksek. Şampiyonluk kendimize olan güvenimizi yerine getirdi. Getirdiği sorumluluğun farkındayız ve her zaman daha iyisini yapabilmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Azra: Kesinlikle hazırız. Her zaman daha iyisi olabilir. Hedeflerimize ulaşabilmek için daha da çok çalışarak yolumuza devam edeceğiz. Umuyoruz ki haziranda yapılacak Avrupa Şampiyonası’nda olimpiyat kotasını alacağız.

Eda: Haziran ayındaki Avrupa Şampiyonası için çalışmalara başladık. Orada olimpiyat kotası almaya çalışacağız.

Nil: Önümüzde uzun bir yol var. Bundan daha çok çalışmamız gerekiyor ama takım olarak her şeye hazırız.

Peri: Motivasyonumuzu artırarak daha çok çalışacağız.

KİM BU KIZLAR?

Duygu Doğan: Takım kaptanı. 20 yaşında. Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği 3. sınıf öğrencisi.

Azra Akıncı: 17 yaşında. Gençler kategorisinin sonuna kadar Antalya Muratpaşa Belediyespor adına yarışıyordu. 2017’nin başlarında milli takım için Ankara’nın yolunu tuttu.

Eda Asar: 17 yaşında. 11 yıldır cimnastikle uğraşıyor. Özel Ayşe Abla Anadolu Lisesi’nde son sınıf öğrencisi.

Nil Karabina: 17 yaşında. Betül Can Anadolu Lisesi’nde okuyor.

Peri Berker: 17 yaşında. Ankara Maya Anadolu Lisesi’nde okuyor.

SUAT ÇELEN: İYİ PLANLAMA, İYİ EKİP

Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen, bu branştaki yükselişin sırrını ve hedeflerini anlattı:

“Artistik cimnastik dikkat çekse de aslında bütün disiplinlerimizde; aerobikte, trambolinde, parkurda ve son olarak ritmikte ciddi başarılarımız var. Bunun sebebini iyi planlamaya, iyi bir ekip olmaya, iyi bir aile olmaya ve teknokratlarımızın yaptığı planlara bağlı kalmaya bağlıyorum. En büyük destek de Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan geliyor. Bütün proje ve planlara destek oluyor. Teşekkür ediyorum. İlk kez madalya aldığımız ritmik cimnastik gerçekten çok zor bir branş. Grup serisinde herkesin bir arada senkronize bir şekilde yapması gerekiyor. Bu noktada bize çocuklarını emanet eden ailelerimize çok teşekkür ediyorum. Çünkü bu, 4 senelik bir çalışmanın ürünü.”

“2012’de ilk kez olimpiyatlara bir sporcuyla, Göksu Üçtaş Şanlı ile gitmiştik. 2016’da bunu ikiye çıkarmayı hedeflemiştik; Tutya Yılmaz ve Ferhat Arıcan ile katıldık. 2020’de hedefimiz ikinin üstüne çıkmaktı, şimdiden dördü bulduk. Kiev’de madalya alan takımımız gelecek yıl Bulgaristan’da yapılacak Avrupa Şampiyonası’nda olimpiyat kotası almak için ciddi anlamda potaya girdi. Dördün da üzerine çıkabiliriz. Türk cimnastiğinin artık hedefi tüm disiplinlerde olimpiyatlara katılmak ve uluslararası her müsabakada madalya kovalamaktır.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir