Fenerbahçe, Antalyaspor karşısında dün son zamanların en fazla pozisyona girdiği maçını oynadı. Sarı-lacivertli taraftarlar, Trabzonspor maçının ikinci yarısındaki keyifli futbolu, bu sefer 90 dakikaya yayılmış halini izledi.
Maç boyunca ceza sahasına 17’si isabetli 45 orta, 10’u isabetli 28 şut, 12 korner, topla yüzde 60 oynama, ceza sahasında 50’ye yakın topla buluşma ve 3 topunun direkten dönmesi… İstatistikler net bir şekilde her şeyi ortaya koyuyor zaten. Fenerbahçe son vuruşlar hariç dün futbol adına bütün doğruları yaptı. Elbette defolar vardı. Uzatmalarla birlikte 55 dakika 10 kişi oynamış rakibi karşısında az kalsın 2 puan kaybediyordu sarı-lacivertliler. Kaçan gollerin faturası gerçekten ağır olabilirdi.
KOLTUĞUNDAN İNDİRECEK TAKIM GÖREMİYORUM
Sonuçta Fenerbahçe, uzun zaman sonra maç fazlasıyla da olsa liderliği aldı. Hem de fazlasıyla hak ederek. Bu performans devam ettikçe, her ne kadar köprünün altından daha ne kadar fazla su geçeceğini bilsem de sarı-lacivertlileri koltuğundan indirecek bir takım göremiyorum. Fenerbahçe, iyi futbolunun, her alana yansıyan müthiş istatistiklerinin ve tabii ki liderlik koltuğunda oturmanın keyfini hak ederek yaşayacak.
İlk yarı 20-25 dakikada fark rahatlıkla 2-3 olabilirdi. Daha sonra oyun biraz durağanlaştı. Jahovic ise Fenerbahçe’nin ekmeğine adeta yağ bal sürdü. İkinci yarıda erken gelen golün Fenerbahçe’yi farka götüreceğini düşünüyordum ama Podolski’nin şık golü düşüncelerimizi rafa kaldırttı. Bu dakikadan sonra Fenerbahçe için en olumlu şey ise kesinlikle panik yapmamasıydı. Goller kaçtı, rakibin direnci arttı, zaman daralı ama Fenerbahçe panik yapmadı. Herkese de çok net bir güven verdi, “Ne olursa olsun ben bu golü bulurum.”
Fenerbahçe bu sezon, uzun yıllardır olmayan bir şeyi de başardı. Rakiplerine çok net korku veriyor. Elindeki futbolcuların kalitesi, hücum hattının zenginliği ve tabii maç kaybetmeden özgüven depolanması da bunda büyük etken.
CANER 6-7 ASİSTLE KAPATABİLİRDİ
Maçın detayına inecek olursak Caner Erkin, Ozan Tufan ve Perotti’yi konuşmak lazım. Caner Erkin eminim ki yan top çalışılan, kanat organizasyonları yapılan antrenmanlarda bile bu kadar orta kesmiyordur. Yapılan 45 ortanın 25’ini ceza sahasına Caner gönderdi. Eğer Fenerbahçeli oyuncular biraz daha becerikli olsaydı Caner dünkü maçı 6-7 asistle kapatabilirdi. Caner, geldiği günden bu yana takımın uzak ara en iyisi. Tabii kurulan kadroda Novak gibi onu her an kesebilecek bir ismin bulunması da Caner’in performansını oldukça artırıyor.
Ozan Tufan için ise ne desek az. Ben Ozan’ın bu performansıyla Fenerbahçe’de kalabileceğini pek düşünmüyorum! Bu cümleyi genelde olumsuz olarak kullanırız ama bu sefer farklı. Çağdaş futbolun bütün gerekliliklerini yerine getiriyor Ozan. Dün 10 numara gibi değil Sosa’yla yan yana oynayarak asıl mevkisine geçince izlemesi bir kat daha keyifli oldu. Ozan bu performansıyla, Fenerbahçe’nin yeni rekor transfer ücretli satılan oyuncular listesine girer.
LİGE DAMGA VURACAK
Bir isim düşünün aylardır sahaya çıkmıyor ve oyuna girince de size yürüyerek kalitesini gösteriyor. Perotti için net bunu söyleyebiliriz. Elbette henüz hazır değil, güçsüz ancak topu ayağına aldığı zaman kalitesini net bir şekilde gördük. Yaptırdığı penaltıda birçok oyuncu ikinci çalım yerine topu içeri çevirir ya da çizgiye inerek topu kaybederdi. Böyle bir futbol zekasından beklenen bir hareketle penaltıyı aldı ve büyük bir soğukkanlılıkla takımına galibiyeti getirdi. Milli aradan sonra daha da hazır bir Perotti olacaktır. Eğer sakatlığı olmazsa lige nasıl damga vuracağının fragmanını net bir şekilde izledik.
Son olarak Fenerbahçe’nin Perotti’nin de katılmasıyla dünkü yedek kulübesine dikkati çekmek istiyorum. Çok net söylüyorum ligde böyle bir kadro zenginliği tarih boyunca hiçbir teknik adamın elinde olmamıştır. Pelkas, Sosa çıkıyor, oyuna girenler geçen sezonun en golcülerinden Cisse ve dünya markası Perotti. Daha Thiam ve Ferdi de kadroda yoktu. Erol Bulut gerçekten böyle bir kadro elinde olduğu için çok şanslı.