Bedri Baykam / Bu düşüncemi bir YouTube kanalına verdiğim bir röportajda dile getirmiştim. Açmak istiyorum.
Süper Lig’in 12 Haziran’da başlatılması kararı, ana tartışma konularımızdan biri. Ne kulüplerimizde ne futbolcularda ne de doktorlarda görüş birliği yok.
Çözüm önerilerinden ikisi bana çok itici geliyor. İlki, mevcut puan cetveliyle ligin tescil edilmesi. Diğeri, sezonun oynanmamış sayılması. Bir Fenerbahçeli olarak ikinci görüşü desteklemem lazım ama yapmıyorum, çünkü haksızlık olur! Geriye (maçları oynatmak dışında) tek çözüm kalıyor: Kalan her maçı seri penaltı atışları ile tamamlamak.
Bu fikrimin ilk bakışta çok antipatik gelebileceğini biliyorum ve itirazları duyabiliyorum. Ben de futbolun doğal şartlarıyla oynanmasını isterim ve maçlar bir an önce başlasa çok mutlu olurum. Ama ne yazık ki bu, mümkün görünmüyor. Kimse “Sağlıkla ilgili çekinceleri görmezden gelin” diyemez.
Önerim net: Yayıncı kuruluş, penaltılar başlamadan önce yarım saat yayın yapar. Penaltı atışları 15-20 dakika sürse, sonrası programlarla da her maç için en az 50 dakikalık yayın çıkar. Böylece yayıncı kuruluş ödemeleri yapabilir.
Bu arada kimse kimseye temas etmez. Sosyal mesafe kuralı uygulanır. Her maçın bir galibi ve mağlubu olur. Akıtılmış terler boşa gitmez. Doktorların, gazetecilerin, futbolcuların ve ailelerinin sakıncalı gördükleri ortamlar da görülmemiş, gelişmemiş olur.
Beklantini ve heyecanın yükselmesi için 11’er penaltı atışı bile yapılabilir, yani çıta yükseltilir. Her golden sonra ses efekti ile gol sesi veya kaçan penaltıda ahlar vahlar ve alkış bir arada gelebilir. Yayın süresi 1 saati geçer.
Dünya Kupası şampiyonu bile penaltılarla belirlenebiliyorsa, herhangi bir lig maçı için de aynı yöntem uygulanabilir!
Bu formülün yani B planının, ‘kötünün iyisi’ olduğunu düşünüyorum. Hem de en çok taraftar bulacak olanı!
TFF’ye karşı çıkan ama hiçbir şey önermeyenlerin de artık parazit yapmayı bırakıp gerçekçi çözümler konusunda seçim yapmaları lazım!