Vakıfbank Voleybol Takımı’nın genel menajeri Neslihan Demir Güler, Sözcü HaftaSonu’na konuk oldu ve Devrim Demirel’in sorularına samimi cevaplar verdi.
Neslihan Demir Güler… Lakabı ‘The Iron Lady’ (Demir Leydi). 1983 Eskişehir doğumlu. 1998’de Yeşilyurt’ta başlayan oyunculuk kariyerini 2018’de Galatasaray’da noktaladığında Türk ve dünya voleybolunun en büyük efsanelerinden biri olarak tarihteki yerini aldı. ‘FIVB Kahramanları’ arasına girdi, 2012 Londra Olimpiyatları’nın açılışında Türk Bayrağı’nı taşıdı. 2002’den 2014’e kadar uluslararası arenada 18 bireysel ödül kazandı. VakıfBank ve Eczacıbaşı formalarıyla dünya, Avrupa ve Türkiye şampiyonlukları yaşadı. A Milli Takım ile Avrupa ikinciliği ve olimpiyat gördü. Şimdi yönetici olarak VakıfBank’ın başarısı için ter döküyor.
Milli Takımlar sorumluluğundan VakıfBank’a geçiş, çoğu kişi için sürpriz oldu.
Aslında benim için de sürpriz oldu. Pelin Abla’nın (Falay) ayrılmasını hiç beklemiyordum. İkiz bebeklerine daha fazla vakit ayırmak için ayrılmayı uygun gördü. Yerine de beni düşünmüş, çok sağ olsun. Bana böyle bir teklifle geldi. Tabii ki çok heyecanlandım. Voleybolu bıraktığımda ‘Genel menajer olacağım’ gibi bir düşüncem yoktu. Ama dünyanın voleyboldaki en büyük kulübü olan VakıfBank sizi istiyorsa düşünmenize hiç gerek yok.
Neslihan Demir’in gönlünde yatan aslan bu görev mi?
Voleybolu bıraktıktan sonra ‘Şu görevi yapmak istiyorum’ diye bir karar almamıştım. Hayat her zaman sürprizlerle doludur. Federasyondaki görevimin ardından dünyanın en büyük kulübünde genel menajerlik görevini üstleniyorum. Şu anda önemli bir görevdeyim. Tekrar kızlarla beraber olmak, antrenör arkadaşlarımla beraber olmak çok güzel. Gelecekte ne olur bilemeyiz ama genel menajerlik görevinde çok mutluyum.
İLGİLİ HABER 
Elif Karaarslan: `Yüzlerce kadını temsil ediyorum`
Nasıl gidiyor?
7 aydır bu görevdeyim. Hep sahanın içinde birisi olarak ilk kez yönetici pozisyonundayım. İnşallah yönetici olarak da kulübüme elimden gelen yardımı yapıp, tüm kupaları kaldırırız. Ben bir kez daha bana güvenip bu görevi veren Başkanımız Abdi Serdar Üstünsalih ve kulübümüzün yöneticilerine teşekkür ediyorum.
Kadın voleybolundaki başarıları, kadın voleybolunun efsanesi yorumlamalı.
Başarının en önemli nedeni sistem. Bu yüzden günlük değil, sürdürülebilir oluyor. Son 10 yıla baktığınızda VakıfBank 4 kez Avrupa, 3 kez dünya şampiyonu oldu. Diğer kulüplerimiz de başarılar kazandı. Kulüplerin bu başarıları doğal olarak milli takımlara yansıyor. Yani bir domino etkisi oluyor. Biliyoruz ki; ilham kaynağı olduğumuz binlerce kız çocuğu var. Kız çocuklarına ilham kaynağı olabilmek için başarılı olmak zorundayız. Onlara ‘Sen de başarabilirsin’ diyebilmeliyiz.
Türk voleybolunun en büyük başarısı hangisi?
2012’de Milli Takım’la olimpiyatlarda ilk kez yer almak harika bir duyguydu. 2013 ve 2019 yıllarındaki Avrupa ikinciliklerini de söyleyebilirim. Kulüpler düzeyinde de VakıfBank olarak namağlup kazandığımız 4 CEV Şampiyonlar Ligi ve 3 dünya şampiyonluğunu söyleyebilirim. Bu kupaları kazanmak çok zordur, hele ki namağlup kazanmak çok daha zordur.
İkinci kez Guinness Dünya Rekorları’na girdi VakıfBank…
Türk kadını için gurur verici bir başarıya daha imza attık. İlk olarak üst üste 73 maç kazanarak rekor kırmıştık. Böyle rekorlar bizleri daha iyilerini başarabilmemiz adına motive ediyor. Bugüne kadar kazandığımız her başarıyı hak ederek kazandık. 3 kez kazandığımız dünya şampiyonluğu da böyle bir rekoru hak ediyordu. Yine hak ettiğimiz yerdeyiz. Altyapımızdan A Takımımıza kadar uzanan güçlü bir bağımız var. Bunun da bizi yenilmez kıldığına inanıyorum. Biz kulübümüzdeki tüm kızlarımızla Türk kadınını temsil ediyoruz.
En son okuduğu kitap: Bala Es-Kar. Favori yazar: Yok (Her türlü kitabı yazarına bakmaksızın okumayı seviyorum). En son izlediği dizi: The Marvelous Mrs. Maisel. Favori dizi: The Mentalist. En son izlediği film: The Upside. Favori film: Captain Fantastic. En beğendiği oyuncu (Tiyatro/sinema/TV): Eşim Kamil Güler.
“ZEYNEP’İ YÖNLENDİRMEM”
Neslihan Demir Güler, Galatasaray’da voleybolu bırakmadan önceki son röportajını, 2008 doğumlu kızı Zeynep ile birlikte SÖZCÜ’ye vermişti. “Zeynep (Galatasaray altyapısında oynuyor) annesinin izinde mi” diye sorduk, şu yanıtı aldık: “Bu konuda bir şey söylemem doğru olmaz. Kızım voleybolu çok seviyor. ‘Şöyle iyi oynuyor’ diyemem. En doğru kararı antrenörleri verecektir. Ama kızıma hiçbir zaman yönlendirme yapmam. Voleybol konusunda yönlendirmem olmuyor. Benden yardım isterse sonuna kadar ederim elbette ama kararı kendi versin ve sorumluluğunu alsın istiyorum.”
