Galatasaray, harika bir futbolla farka gitti. Belhanda harika oynayıp goller attı. Fatih Terim sahaya indi, sarı-kırmızılılar farka gitti diye yazmak isterdim ama olmaz, bana yakışmaz, vicdanım rahat etmez yahu. Evinde 6 tane atınca övmemek de olmaz ama… Şöyle bir kalem oynatayım o zaman, “Gecenin kazananı gençlerin birliği, kaybeden ise Gençlerbirliği değil.”
Kadro derinliği olmamasına rağmen elindeki yetinmeyi biliyor Galatasaray. Eksikleri, hataları yok mu? Elbette var. Oturup ağlamak yerine sahaya çıkıp işini yapmak tam da bu olsa gerek.
Kaleci Okan’ı övsem olmayacak, iş düşmedi. Defanstan birini övecek olsam popülizm olacak en iyisi golcülere methiyeler dizelim. En azından tepki almayız. Bravo Diagne diyip fanatiklerin gazabına uğramayayım bari. Arda’yı ayıralım önce… Gençlere yol gösteren, özgüven aşılayan hocasına destek olan Arda… Fatih Terim radikal kararlar almış kadroya inceden dokunmuş. Hocanın en büyük özelliği de bu değil mi? Birine güvenirse sonuna kadar yoluna onunla devam eder, helal olsun. Emre Akbaba, Oğulcan’dan vazgeçmiyor. Düşünün yıldız statüsündeki Babel bile yedek… Oyuna giriyor, penaltıyı Kerem’e attırmıyor.
Bu filmi daha önce görmüştük diyelim. Cehenneme bir kartopu atalım. Yönetim dillendirmese de Belhanda’yı göndermek istiyor. Belhanda da tam deve gibi, bir tarafı yeniyor diğer tarafı zehir zemberek. Teknik heyet kalmasını istiyor. Hazır şampiyonluk yarışında ‘ben de varım’ diyorken arayı bulsalar bari. Skor aldatmasın beyler. Bana kızacaksınız belki ama rakipten tek bir olumlu atak yok.
Übeyd kardeşim sen hiç üzülme. Bugün Galatasaray’dan 6 tane gol yedin ama önce teknik direktörün ardından da önünde oynayan oyuncular düşünsün. Kafana takma (!)