Galatasaray yenilgisini unutmak isteyen Fenerbahçe, Başakşehir karşısında kendi kendine eziyet etti. Harun’un yaptıklarını korku filmi izler gibi izledik. Şu Harun’u gördükten sonra Fenerbahçe, Altay’ı pamuklara sarıp sarmalamalı.
Erol Bulut’un tıpkı derbide olduğu gibi dünkü 11’inde de açıkça görülen şey orta sahada ve hücumda fark yaratacak, skor üretecek kalite eksikliği. Mesut’un zamana ihtiyacı var. Sosa çabalasa da eski günlerinden uzakta, Cisse, Thiam, Sinan ve Ferdi gibi isimler hiç yok. Kilidi açacak isimler kayıp…
Ön alan baskısı adı altında rakip sahayı diziliş olarak parsellemek yetmez. Etkili pres olmayınca bu sadece dostlar alışverişt görsün işi bir baskı olur. Zaten işe yaramadı. 41. dakikaya kadar oyunu rölantide ve kısmen kontrol altında götüren sarı-lacivertlilerde Caner’in başlattığı hatalar zinciri bir kırmızı karta, gole ve hatta tura mal oldu.
Caner’in önüne düşen topta yaptığı gelişigüzel orta Başakşehir orta sahasına gitti. Tek topta Deniz Türüç’ün müthiş deparı ve topu Caner’in kovalamadığı Berkay’a bırakışı sonrasında, Szalai rakibinin toplara en etkili vuran ismine müsaade edince günün kötüsü Harun kapattığı köşeden golü yedi.
Lemos’un sert faulünde VAR uyarısı öncesi hata yaparak sarı veren Fırat Aydınus’un pozisyonda avantaj kuralını uygulatması ise kusursuzdu. İkinci yarıya Mesut ve Osayi ile başlayarak tüm riskler alındı. Bu kez Başakşehir kullandığı korner dönüşü golü yedi. Osayi’nin uzun pası müthişti. Bu çocukta iş var.
Valencia da tek başına golü attı. Ama benim aklım Valencia ve Sosa’nın Mesut’a bırakmadığı serbest vuruşlarda kaldı. Mesut varsa sen kenara çekileceksin. Böyle yaparsan Mesut’u motive edemezsin.
10 kişiyle iyi mücadele ve 1-1’i yakalayıp maçı uzatmaya götüren Fenerbahçe, müthiş efor sarf harcasa da Harun turu Başakşehir’e hediye etti.