Bravo Ferdi

ÖNCE hava sıcaklığı ile başlayalım. Aklıma, Meksika 86 Dünya Kupası geldi. Avrupa maçları izlesin diye öğlen sıcağında oynatılan karşılaşmalarda milletin dili çıkıyordu.

SALGIN sürerken temmuz ayında futbol oynamak, hele nefis bir oyun beklemek, tam bir hayal. Nemli ve bunaltıcı Kadıköy akşamına, hırslı ve topun daha fazla kendisinde kalması için iyi başlayan, ev sahibi oldu. Yılların eskitemediği 38’lik Beto klasını konuşturmasa, Fenerbahçe maçın başında 2-0 öne geçebilirdi. Gol ‘ben geliyorum’ sinyallerini verirken Hasan Ali’nin hazırladığı pozisyonda, sağ ayak kontrolü ve solu ile usta vuruşu…

Ferdi alkışlanacak bir gol attı. Ferdi’den beklenen bu. Ayak içi ile yaptığı vuruş, yine çok iyi bir düşünceydi. GENÇ oyuncular ön plana çıkarlarsa formayı kaparlar. Ferdi, ilk yarıyı kapatan nefis bir gol daha attı. Öyle bir gol ki, öncesi ve şut anı ayakta alkışlanır. Gelelim Gustavo’ya. Orta sahada oynadığı zamanlarda, oyuna zenginlik kattığı kesin. Koordinasyonu ile yanındaki isimleri de rahatlatıyor.

KIRILGAN görüntüsünü ikinci yarı biraz üzerinden atan Göztepe, oyun olarak kendine geldi. Soner’in nefis golüne, Altay’ın yapacak bir şeyi yoktu. 70’ten sonra, Fenerbahçe sallanmaya başladı. Beyin artık birçok oyuncuda, ayaklara hükmedemez duruma gelmişti sanki. Son bölümde amaç sadece 3 puanı kurtarmak oldu ev sahibinde. BU tarz düşünceler tehlikelidir. Kalan maçlarda her zaman istediğiniz olmaz çünkü…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir