Çatlak kaburgayla, sakat dizle Avrupa’da madalya

Avrupa Gençler Şampiyası’nda bronz madalya kazanarak kürekte tarihi bir başarıya imza atan Aslıhan Naran Akkay ve Ruken Ülgey Sözcü HaftaSonu’na özel açıklamalarda bulundu.

ÖZEL RÖPORTAJ: AYKUT COŞKUN | Aslıhan Naran Akkay ve Ruken Ülgey’den oluşan Genç Kızlar İki Tek takımı Avrupa Gençler Şampiyonası’ndaki üçüncülük ile bronz madalya kazanırken Türkiye’ye bu dalda Avrupa’dan madalya getiren ilk sporcular oldu. Galatasaray Kürek Takımı’nın genç yıldızları bu büyük başarıyı Sözcü Hafta Sonu’na anlattı:

-Neden kürek ve nasıl başladınız?

RUKEN ÜLGEY: Candaş Adıgüzel benim hem beden eğitimi öğretmenim hem de Galatasaray’da antrenördü. Kürek hakkında hiçbir bilgim yokken buraya gelmemi istedi. Farklı ve çok zor bir spor olduğu için beni içine çekti. Gerçekten başladıktan sonra bağımlılık yapıyor.

ASLIHAN NARAN AKKAY: Daha önce futbol oynuyordum. Ben de Candaş Adıgüzel sayesinde kürek sporuna başladım ama ilerlerken çok zorlandığımı hissettim. ‘Dayanamayacağım’ diyerek bırakmayı düşündüm. Sonra bir şekilde yarışa girdim. O heyecan, atmosfer ve ortam çok farklı. Bırakamıyorsun, bağımlılık yapıyor.

– Yarışlara nasıl hazırlanıyorsunuz?

R.Ü: Hafta sonumuz, yaz tatilimiz yok. ‘Okuldan sonra arkadaşımla bir yere giderim’ diye bir şey yok. Zaten ikimiz hem sınıf arkadaşıyız hem de kürekte ekibiz. Okuldan sonra direkt buraya geliyorduk. Saat 16.00 gibi antrenmanlara başlıyoruz, 19.30, 20.00’ye kadar çalıştığımız oluyor. Eve gidene kadar 21.00’i buluyor saat.

A.N.A: Suda birbirimize katlanabiliyoruz ve bu, başarıyı getiren faktörlerden biri. Suda kavga etsek bile bunu dışarıya taşımıyoruz. Her antrenman aynı olmuyor zaten. Aerobik ve halter çalışmaları da yapıyoruz. Koşu ve bisiklet de çalışıyoruz. Kamp olduğunda gece burada kalıyoruz. Akşam antrenman sabah su. Öğlenden sonra da antrenman yapıyoruz.

– Kadınlarda ilk Avrupa madalyası. Nasıl bir duygu?

R.Ü: Şoktaydık resmen! Aslında bizden madalya çok fazla beklenmiyordu. Çok sıkı çalışmamız ve antrenörlerimiz Mehmet Keskin ve Atakan Ölmez sayesinde oldu.

A.N.A: Gerçekten çok çalıştık. Sezon içinde çok fazla sakatlığımız oldu. Yarışma yaklaştıkça haftanın 7 gününe çıkıyor antrenmanlar. Başlarda benim kaburgam çatladı. Ruken’in dizleri doğuştan sakat. Çok fazla sayıda zorlukları aşarak ulaştık başarıya.

– Başarının büyüklüğünü nasıl tanımlarsınız?

R.Ü: Geçen sene arkadaşımız Avrupa şampiyonasına gitmişti. Zor ve hayal gibi geliyordu ki bize. Bu sezonun başında antrenörümüz bize hedefimizi sorduğunda ‘Avrupa’ya gidebilmek’ cevabını veriyorduk ama kesin olacağının da bir garantisi yoktu. Madalya aldıktan sonra ikimize de çok büyük bir özgüven geldi. Yoktu ve olması gereken buydu bence. Çok istedik.

A.N.A: Yarışın ortasında geldi o his gerçekten: Neden olmasın? Yan tarafta antrenörümüzün sesini duyduğumuzda ‘Neden başaramayalım’ diye düşündük ve öyle hareket ettik. Zaten başta 5. sıradaydık, son anda 3.’lüğü kazanıp, madalya aldık.

– Kariyer planlamanız nasıl?

R.Ü: Bizim kulübümüz gerçekten çok iyi ama ülkenin genelinde kürek sporuna önem ve destek verilmiyor. Kürek dışındaki herhangi bir sporda bu başarı elde edilseydi çok daha fazla önem görürdü. O yüzden ikimiz de yurtdışını düşünüyoruz. Galatasaray Üniversitesi’nin bize bir imkân tanıması çok iyi olurdu. Ben yönetimde olsam bu tarz sporcuları kesinlikle alırdım.

A.N.A: Kürek sayesinde gidebileceğimiz en iyi ülke Amerika. Romanya ve Yunanistan da çok iyi bu konuda. Bizim yarışımızda da Rumen sporcular birinci oldu.

– Sporda erkeklerle eşit şartlarda yarıştığınızı düşünüyor musunuz?

R.Ü: Kesinlikle yarışabiliyoruz. Erkek takım arkadaşlarımızla da çok antrenman yaptık. Onlar daha kuvvetli oldukları için tekneleri daha hızlı gidebiliyor tabii. Biz kaçmaya, yakalanmamaya çalışıyoruz bu sayede kendimizi geliştirebiliyoruz.

A.N.A: Diğer sporlar da tabii ki zor ama ben küreğin çok daha zor olduğunu düşünüyorum. Bu kadar bilinmemesi beni üzüyor. İnsanlar kürek sporu yaptığımı duyunca ‘O ne ya’ diye tepki verebiliyor. O kadar zor bir spor ki anlatamam. Antrenmanda ağladığımı biliyorum ben!

-Pandemi süreci sizi nasıl etkiledi?

R.Ü: Ergometre aletlerimiz var. Kışın salonda genelde onunla çalışıyoruz. Çok zor bir alet. İncecik koridora koydum. O kadar zor ve uzun bir antrenman programımız vardı ki. Aşırı ses çıkartıyor alet. Hiçbir kürekçi sevmez!

A.N.A: Evde psikolojik olarak çok zorlandık. Arkadaşlarını göremiyorsun, sürekli ailenle birliktesin! Hastalık bitecek mi onu da bilmiyorsun.

KIZ ÇOCUKLARININ KİŞİLİKLERİ KÜREKLE OTURUR

R.Ü: En önemli şey ailenin desteği. Çok yetenekli, bizim gibi genç sporcular geliyor ama ya ailesi izin vermiyor ya da başka bir şey oluyor. Devam edemiyorlar. Burada hayatları değişebilir, kesinlikle gelip denemeleri gerekiyor.

A.N.A: Kürek benim hem kişiliğimi değiştirdi hem de hayatımı düzene soktu. Gelsinler, istesinler ve bir şeyleri başarabileceklerinin farkına varsınlar. Biz de farkında değildik.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir