‘Geliri olmayan Galatasaray’a mı üzülürsün yoksa…’

Başarıyı üç etapta özetliyor Mümin Sekman, “Şampiyon Sözleri” kitabında…… Başarılı olma dönemi, başarılı kalma dönemi ve başarısını anlatma dönemi. Galatasaray, UEFA Kupası’nı ülkemize kazandırarak başarılı oldu, onca yıl ‘Avrupa Fatihi’ olarak anılarak başarılı kaldı, bundan sonra da geçmişteki başarılarını anlatacağa benziyor.

GLASGOW Rangers karşısında Galatasaray’ın Avrupa’dan elenmesi benim için sürpriz olmadı. Rangers’ı sadece 12 takımlı bir ligin lideri olarak görmeyelim. İstatistikler ligdeki 9 maçta evinde gol yemeyen, deplasmanda kalesinde 3 gol gören bir takımdan bahsediyoruz. Buna karşılık 22 gol atmış, bu kadar tesadüf olamaz. En büyük özellikleri ise sadece yetenekli oyunculardan oluşan bir takım olmamaları. Disiplin, çaba, metot, azim ve dayanıklılık meziyetlerini de görmezden gelmeyelim.

GALATASARAY, ilk yarıda kötü futbol oynamadı. Rakip ilk çeyrekte baskılı oyunuyla Galatasaray’ı bir yokladı ve ilk yarının sonuna kadar rakibinin topla oynamasına izin verdi. Feghouli gününde olsa ilk yarı skor üstünlüğü bile yakalayabilirdi. Ancak bireysel hatalar yüzünden birkaç kez kalesinde gol tehlikesi yaşadı.

GOLLER aslında çaresizlik ürünü değil, tamamen bireysel hatalar ile geldi. Fatih Terim defansı önde kurunca zaten genç ve hızlı Rangerslı oyuncular defansın arkasına atılan her topta tehlike yaratmaya başladı. İlk gol tam da böyle bir pozisyonun doğurduğu sonuç oldu. Galatasaray’a büyük başarılar kazandıran Hagi’nin İstanbul doğumlu oğlu asistini yapınca bir an maziye dalıverdik. İkinci golde ise, “Avrupa Fatihi’ne böyle gol yemek yakıştı mı” demekten kendimi alamadım. Adet yerini bulsun, biz Marcao’nun golünü alkışlayalım.

FUTBOL hatalar oyunudur elbette. Kaçan ülke puanlarına mı yanarsın, pandemi nedeniyle zaten geliri olmayan Galatasaray’a mı üzülürsün yoksa geçmişteki başarıları konuşmaya başladığımıza mı?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir