Röportaj: Mutlucan Zavotçu! Türkiye’de kadın futbolu ve geleceği…

Ülkemizde her geçen gün artan kadın cinayetleri ve erkekler tarafından şiddete maruz bırakılan kadınlarımızın varlığı acı bir gerçek olarak hayatımızda yer alsa da; asıl önemli olan onların bu eziyetlere karşı verdiği mücadele. Hayatın her alanında olduğu gibi, futbolda da kadınların var olma savaşı tüm hızıyla sürüyor…

Alican ÖZCAN | Avrupa ve dünyada kadın futbolunun sahip olduğu alan her gün daha da fazla artarken ülkemizde ise, birçok konuda olduğu gibi kadın futbolunda da bu gelişmelere ayak uyduran adımlar atmak için geriden geliyoruz. Takvim yaprakları 2020’nin son aylarını gösterse de; sporun hiçbir dalının cinsiyete göre ayrılamayacağını ve kadınların da hayatın her alanında olduğu gibi futbol sahalarında kendilerini göstermeleri gerektiği gerçeğini idrak etme sorunuyla karşı karşıyayız. Çünkü bu durumun yılın 2020 olmasıyla ilgisi yok. Toplum olarak gelişmiş bir ülke konumuna erişmenin, erkekler tarafından öldürülen kadınların sayısını sıfıra indirebilmenin ve erkek egemen dünyanın yarattığı çirkinliğin ancak ve ancak kadınların varlığı ile güzelleşebileceğini anlamanın tamamen EĞİTİMLE ilgisi var!

Genç kızlarımızın büyük hevesle var olma çabası içinde olduğu futbol sektörünün baş aktörleri ise, bu ses kulak verme konusunda üç maymunu oynamaya devam ediyor. Real Madrid, Juventus ve birçok Avrupa devinin kadın futbol takımı kurduğu şu günlerde; ülkemizdeki kadınlara değer verdiğimizi göstermenin yolunun erkek futbolcuları ‘kadına şiddete hayır’ kliplerinde oynatmaktan geçmediğini görmemiz gerekiyor.

Federasyonun, kadın futbolu için karar almak için bir araya geldiği toplantıda bir tane kadının bile yer almadığı fotoğraf durumumuzu en ironik şekliyle anlatıyor. Kadın yöneticilerin, futbolcuların ve antrenörlerin yetişmesine olanak sağlamayan bu sistemde, bize de kadın futbolunu geliştirmek için canını dişine takan erkek bir antrenörle konu hakkında söyleşi yapmak düştü. Üniversite sıralarında birlikte eğitim gördüğüm, karakteri ile herkes tarafından sevilen ve kadın futbolunda önemli başarılara imza atan Beşiktaş Kadın Futbol Takımı’nın eski teknik direktörü Mutlucan Zavotçu ile kadın futbolu ve geleceği üzerine önemli bir röportaj gerçekleştirdik.

Keyifli okumalar…

“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin? -Mustafa Kemal Atatürk

Biraz kendinden ve kariyerinden bahsedebilir misin? 

Beşiktaş’a, 2011 yılında U18 Akademi takımında staj yapmaya başlayarak adım attım. O sezon Akademi Ligi finali oynayarak Türkiye 2.’liği yaşadık. Sonrasında, TFF nin UEFA destekli KFEM (Kız Futbol Eğitim Merkezleri) projesi gerçekleştireceği haberini aldık. Bu projeden yola çıkarak da, Beşiktaş’a Kadın Futbol Şubesi’ni kazandırmış olduk. Beşiktaş’taki en büyük başarım olarak; 2012 – 2013 sezonunu feda sezonunu ilan etmiş, maddi sıkıntılar içinde boğuşan asırlık bir kulübe o yıl kadın futbol şubesi açtırılması konusunda öncü olmuş olmam diyebilirim. Sportif başarılar olarak ise; 2014-2015 sezonunda 3.Lig, 2015-2016 sezonunda 2.Lig (namağlup), 2018-19 sezonunda ise 1. Lig şampiyonlukları kazanarak bu branşta 3 farklı ligde şampiyonluk yaşayan ilk takım olduk. İlk katıldığımız Şampiyonlar Ligi’nde ise, ilk tur grup maçlarında 1 galibiyet 2 beraberlik alıp namağlup olduğumuz halde statü değişikliği sonucu üst tura çıkamadık.

2014 yılında Antalya’da düzenlenen Uluslararası Vodafone Cup turnuvasında 16 kızlar kategorisinde şampiyonluk kazandık. Birçok özel turnuva şampiyonluklarımızda bulunmakta. Ancak, asıl başarımızın birçok kulübe kadın futbol şubesi kurmaları için ve birçok kızımıza futbola başlayabilmeleri için ilham kaynağı olmamızı söyleyebilirim. Bununla birlikte milli takımlara en çok oyuncu gönderen takım olduk. Şu an milli takımların her yaş kategorisinde takım kaptanları Beşiktaş Kadın Futbol Takımı oyuncularından oluşmaktadır. Bizimle futbola başlayıp, yönlendirmelerimizle üniversitelerin BESYO, bilgisayar programcılığı, İngilizce öğretmenliği, güzel sanatlar gibi alanlarında eğitim gören 20’nin üzerinde de kızımız var. Sosyal sorumluluk anlamında da 30 projede yer aldık. Umarım bundan sonraki dönemde de Beşiktaş Kadın Futbol Takımı hem sahada, hem de sosyal anlamda büyük başarılar elde etmeye devam eder.

“TFF’DE KADIN FUTBOL DEPARTMANI YOK”

Kadın futbolunun temel problemi ekonomik mi?

Aslında, kadın futbolunun en son problemi ekonomik durum. Çünkü, ekonomik problemlerin giderilmesi için bunun ön şartlarının yerine getirilmesi gerek. Kadın futbolunun ülkemizdeki en büyük problemi sahipsiz olması. Yıllardır dile getirdiğimiz üzere TFF içinde henüz bir kadın futbol departmanı yok. Kadın futbolundan sorumlu bir yönetici de olmadığı gibi, TFF yönetim kurulunda kadın futbolunu temsil eden bir yönetim kurulu üyesi de yok. Kadın futbolu TFF tarafından grassroots, gelişim ligleri, futbol gelişim direktörlüğü gibi departmanların içinde, en alt seviyede öneme sahip olarak ^^ siz şöyle kıyıda köşede arka bahçede oynayın^^mantığı ile yönetiliyor.

Böyle olunca da ,sorumlusu ve hesap verecek kimsesi olmadığından kadın futbolu ile ilgili ne projeler üretiliyor, ne de kısa –orta-uzun vadede planlar yapılıyor. Geçtiğimiz sezon kadın futbol liglerinin iptali ile ilgili karar pandemi mart bayında başlamasına rağmen haziran ayı sonunda verilmişti. Bu sezon ise kasım ayının ortasına gelindiği halde ve basketbol, voleybol, hentbol gibi neredeyse tüm kadın branşları oynatılmasına karşılık kadın futbol ligleri ile ilgili hala bir karar verilmiş değil. Bununla birlikte Beşiktaş ve Altay hariç hiçbir profesyonel kulübün kadın futbol şubesi yok maalasef. Dünya ve Avrupa kadın futbolunda çağ atlayıp hızla koşarken, ülkemizde ise hala emekleme safhasını tam olarak atlatıp ayağa kalkamadık.

İLGİLİ HABER Megan Rapinoe ABD seçimleri sonrası ilk yorum Megan Rapinoe ABD seçimleri sonrası ilk yorum

Kadın antrenör yetiştirme konusunda sorun yaşıyor muyuz? Kadın antrenör sayısı neden az? Nasıl artırılabilir?

Kadın futbolcu havuzumuz ilgisizliğe rağmen her geçen gün büyürken, kadın futbol antrenörümüz aynı paralelde değil maalasef. Kadın futbolunda gelişim olmadığından ve maddi kazanç pazarı oluşmadığından kadın antrenör yetiştirme olasılığı da düşüyor. Bununla birlikte antrenörlük kursları başvurularında da binlerce erkek antrenörün bulunduğu bir havuz içerisinden başvuru yapmak durumunda kalıyorlar. Puanlama sistemi ile antrenörlük kursları başvuruları yapıldığından ve profesyonel geçmişin ciddi anlamda puan katkısı yaptığı bir sistemde, amatör olan kadın liglerinden gelen kadın antrenörlerin bu kurslara katılma olasılığı yok denecek kadar düşük. Önceki yıllarda TFF tarafından sadece kadınlara yönelik UEFA B kursu düzenlenmişti. Kadın Kulüpler Birliğinde görevli olduğumuz geçtiğimiz haziran ayında kadın antrenörler için özel UEFA A kursu düzenlenmesi konusunda federasyona dosya sunmuştuk. Olumlu bir geri dönüş aldığımızı da söyleyebilirim. Umarım en yakın zamanda bu kurs gerçekleşir. Bu tür kadınlara özel, onların ayrı bir sistem ile değerlendirilip kursa alındığı bir yapı oluşturulup kadın antrenörlerin donanımı artırılırsa kadın antrenör sayımızın da artacağını düşünüyorum. Beşiktaş Kadın Futbol takımında kuruluşundan itibaren görev aldığım yaklaşık 8 yıl boyunca da ekibimde kadın antrenörlere hep yer verdiğimi söyleyebilirim. Birçoğu şu an futbol okullarında ve kadın futbol kulüplerinde aktif olarak görev almaktalar. Bu süreç boyunca bizimle büyüyen onlarca kızımız da Marmara Üniversitesi başta olmak üzere birçok üniversitenin beden eğitimi ve spor yüksekokullarında futbol antrenörlüğü eğitimi almaktalar. Her birinin Türk futboluna yararlı antrenörler olmasını diliyorum.

“ÜLKEMİZDE GERİ PLANDA OLMASI BÜYÜK HAKSIZLIK”

Kulüp yönetimlerinin kadın futboluna bakış açısı nasıl?

Dediğim gibi Beşiktaş ve Altay dışında profesyonel kulüplerin kadın futbol şubesi yok ülkemizde. Kulüplerin bakış açısının olumsuz olduğu bu tablodan da ortaya çıkıyor zaten. Dünya kupası, Avrupa şampiyonası, Şampiyonlar Ligi gibi büyük organizasyonlara sahne olan kadın futbolunun ülkemizde bu kadar geri planda tutulmasının büyük haksızlık olduğunu düşünüyorum. Majör ligler olan Almanya Bundesliga, İspanya La Liga, İtalya Seri A da neredeyse tüm takımların kadın futbol şubesi bulunmakta. En son, geçtiğimiz son 2 yıl içeresinde UEFA ve FİFA başta olmak üzere ülke federasyonlarının da direktifleri ile Juventus ve Real Madrid kulüpleri de kadın futbol şubesi kurarak bu branşta yatırımlar yaptılar. Ülkemizde Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzonspor gibi köklü kulüplerin de kadın futbolu ile ilgili çalışmalar başlatması kadın futbolunun gelişimini hızlandıracaktır. Futbol oynama özgürlüğüne kavuşmak için tabir-i caizse parmaklıklar ardında bekleyen milyonlarca kız çocuğu köklü kulüplerin kadın futbol şubesi açmasını dört gözle bekliyorlar. Tabi kadın futboluna yıllarca emek veren bizler de…

Beşiktaş’taki göreviniz boyunca yaşadığınız en büyük sorun neydi?

Biz Beşiktaş’ta kadın futbol şubesinin ilk temellerini 2012 yılının kasım ayında attık. O dönem çok az kadın futbol kulübü vardı ve alt yaş kategorilerinde ise sadece genç kızlar turnuvaları oynanıyordu, genç kızlar turnuvalarında da A takım kadrosundaki kızlarımız yer alıyorlardı zaten. Şu an ise Hakkari’den Tekirdağ’a , Giresun’dan Hatay’a 100 ün üzerinde kulübün katıldığı 13-15 yaş aralığı kızlarımızın yer aldığı ‘Yıldız Kızlar’ ligleri oynanıyor. Bununla birlikte 9-13 yaş aralığında minik kızlar ligleri de İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde organize ediliyor. Bu 8 yıllık süreç boyunca Beşiktaş olarak hem kendi şartlarımız ile hem de ülkemizdeki kadın futbolunun şartları ile büyük mücadeleler vererek kadın futbolunun gelişimine ciddi katkı sağladığımızı söyleyebilirim. Yaşadığımız en büyük zorluk saha sıkıntısıydı. Beşiktaş ilçesinde Fulya Hakkı Yeten Tesisleri ve Çilekli sahası dışında başka bir futbol sahası yok. Bunlara ilaveten sadece birkaç halı saha bulunmakta. Böyle olunca da antrenman yapma konusunda ciddi sıkıntılar yaşadık. Çoğu zaman parklarda ve saha yoğunluğundan dolayı kale arkalarında antrenmanlar yaptık. Maddi olarak da ciddi sıkıntılar yaşadık, hem kulüplerin hem de ülkemizin bulunduğu mevcut durumdan dolayı. İlk çalışmalara başladığımız dönemde de kadın futbolu konusunda bilinçli kişi sayısı çok az olduğundan ciddi ön yargılar ile karşılaştık. Neyse ki , biz bu ön yargıları kırdık ve pandemi öncesi en son oynadığımız maçta İnönü Stadında 40.000 kişinin önünde Atletico Madrid ile karşılaşarak bizden sonra gelecek nesile öncülük ettik.

TAÇ ATIŞINDAN OFSAYT VEREN HAKEM

“Bu kadar da olmaz” dedirten bir olay yaşadınız mı?

Şartların çok yetersiz ve spor kültürünün henüz oluşmadığı bir ortamda, bir de kadın futbol takımı kurma hayali ile çırpınıyorsanız ‘bu kadar da olmaz’ dediğiniz ve motivasyonunuzun olumsuz etkilendiği çok durumla karşı karşıya gelebiliyorsunuz. Saha içinde karşılaştığım aklıma ilk gelen en trajikomik durum; taç atışından ofsayt kararı veren bir hakemimize taç atışından ofsayt olmayacağı kuralını hatırlatmıştım ve kendisi kararı düzeltmek yerine beni tribüne yollamıştı ve 1 maç ceza almıştım. Aklıma gelen bir anıda da; TFF Kadınlar 1.liginde şampiyon olduğumuz final maçı öncesinde çok değerli 2 oyuncumuzun sakatlığı vardı. Onlara maçtan önceki gece çok değerli bir başka oyuncumuzun maç toplantısı sonrası merdivenlerden düşerek omzunu sakatlaması da eklenmişti. Final maçı öncesi 3 değerli oyuncunuz neredeyse oynayamayacak düzeyde ve maddi manevi çok büyük fedakarlıklar ile geldiğiniz bir final… O gece, teknik ekibimiz ve sağlık ekibimizle yaptığımız toplantıda büyük bir üzüntü ile defalarca ‘bu kadar da olmaz’ dediğimi hatırlıyorum. Ancak maç günü 3 oyuncumuz da ciddi fedakarlık yaparak ve sağlık ekibimizin de büyük çabası ile iğne vurularak maça çıktılar. En ciddi sorun, bir gün önce merdivenden düşerek omzunu sakatlayan Aissata’daydı. Omzunun acısından kolunu kaldıramayacak durumda olmasına rağmen iğne ile oynamak için saatlerce ısrarcı oldu ve rüyasında maçı 1-0 kazandığımızı, golü de kendisinin attığını söyleyerek onu oynatmam için beni ikna etmişti. Maçı 1-0 kazandık ve şampiyonlar ligine gitmeye hak kazandık. Yaşadığımız mutluluğun tarifi yoktu. Bilin bakalım golü kim attı…

Kadın futbolunun gelişmesini beklemek hayalcilik mi?

Kadın futbolunun gelişmesini beklemek hayalcilik değil, çünkü kadın futbolunun gelişimi için dünya futbolunu yöneten FİFA ve UEFA ciddi yatırımlar, yaptırımlar, projeler ve teşvik sunuyor. Bizim ülkemizde futbolu yönetenlerin de bu gelişmelerden feyz alması ve liyakat sahibi kişilerin kadın futbolunun her alanında yer alması yeterli olacaktır. Ciddi bir oyuncu potansiyeline sahibiz, toplumun ilgi ve desteği de her gücün artarken gelişimin ciddi bir ivme kazanması çok küçük dokunuşlarla sağlanabilir.

“KADINLARA FUTBOL OYNAMA HAKKI VERİLMELİ”

Kadınların erkeklere göre sahadaki en belirgin farklılığı ne?

En belirgin farklılık oyunun hızı diyebilirim. Bunun nedeni de cinsiyet farklılığından dolayı kaynaklanan kas kasılma ve reaksiyon hızıdır. Bunun dışında ben kendi adıma bir fark görmüyorum. Fiziksel değerler, taktik anlayışlar, hücum ve savunma prensipleri gibi ana faktörlerde kadınlar erkekler ile neredeyse aynı değerlere sahipler.

Kadın futboluna olan olumsuz bakış açısı değişir mi? Nasıl?

Kadın futboluna bakış açısının daha olumlu olabilmesi için öncelikle kadınların futbol oynayabildiğine ve futbolun cinsiyetinin olmadığına kanaat getirmemiz gerek toplum olarak. Bir futbol kültürü oluşturmak istiyorsak bu kültürün ana parçalarından biri de kadınlara futbol oynama hakkının erkekler kadar tanınması gerekmektedir. Kadınlar futbol oynama haklarına erkekler kadar sahip olduğunda bakış açısının da çok olumlu yönde ilerleyeceği şüphesiz. Bu hakların kadınlar tarafından elde edilmesi de başta bahsettiğim durumların düzeltilmesi ile olacaktır. Kadınların, artık futbolu kıyıda köşede sahipsiz şekilde değil göz önünde oynamalarının zamanı geldi de geçiyor bile.

İLGİLİ HABER Burcu Erenkul: `İnsanlık eğitimi şart` Burcu Erenkul: `İnsanlık eğitimi şart`

“BİR GÜN ORAYA GERİ DÖNECEĞİM”

Daha önce çalıştığınız takımlar var mı? Ne görevlerde bulundunuz?

Beşiktaş’a adım atmadan önce, üniversite yıllarında spor okullarında ve amatör takımlarda görev aldım. Hep teknik direktör ya da antrenör olarak çalıştım. Özellikle, Beykoz Denizcilik İşletmeleri Takımında geçirdiğim dönem futbol antrenörlüğümün başladığı tarihtir diyebilirim. O günlerde, futbolcu kardeşlerimle saha dışında, sahada, soyunma odasında, antrenmanlar ve maçlarda deneyimlediğim tecrübeler, sonrasında çok şey kattı bana. Çoğu ile hala görüşüyoruz. Onlara da selam olsun.

Beşiktaş’taki görevinizden sonra nasıl bir kariyer planınız var?

Futbol sahasında kalmak, sağlığım ve yaşım elverdiği sürece de antrenörlük yapmak istiyorum. Bu anlamda, üreteceğime kanaat getirdiğim ve potansiyelimin sınırlarını zorlayabileceğim bir kulüpte kadın ya da erkek takımları fark etmeksizin çalışmayı düşünüyorum. Ancak, Beşiktaş’tan ayrılığım henüz çok yeni ve nerede görev alacağım konusu henüz belli değil.

Beşiktaş’tan ayrılma nedeniniz yönetimin talebi miydi kendiniz mi ayrılmak istediniz?

Beşiktaş’tan ayrılmam tamamiyle kendi kararım. Yeni hikayeler yazmam ve yeni bir meydan okumanın içine girmem gerektiğini düşündüğüm için ayrıldım. Başkanımız sayın Ahmet Nur Çebi, yöneticimiz sayın Fırat Fidan ve Berkan Gocay başta olmak üzere bu süreçte destek olan tüm Beşiktaş yönetimine teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Ayrıca, Beşiktaş’ta görev aldığım dönem süresince yanımızda olup destek veren taraftarlarımıza da teşekkür etmek isterim sizlerin vasıtasıyla. Hangi takımda olurum bilmiyorum ama bir gün İnönü Stadı’na tekrar geleceğimi söylemek isterim. O gün tekrar görüşmek üzere, saygılarımla.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir