Sadettin Boyraz: Gazi kazanmazsanız bir yanınız eksiktir

Duayen Jokey Sadettin Boyraz yaklaşan Gazi Koşusu öncesi Sözcü’ye konuştu: ”Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyeti gibi kabul edilen bir koşu. O’nun adına yapılması apayrı bir heyecan katıyor işin içine. Gazi kazanmadıysanız ne kadar yarış kazansanız da bir yanınız eksik kalır”

TÜRK yarışçılığının derbisi Gazi Koşusu için geri sayım sürerken sahaların faal olan en tecrübeli jokeyi Sadettin Boyraz, duygularını SÖZCÜ’yle paylaştı. Dev klasiği daha önce iki kez kazanma başarısı gösteren ve bu yıl Muammer Kitapçı’ya ait Fiero Mio ile koşuya iştirak edecek olan 49 yaşındaki jokey, heyecanından hiçbir şey kaybetmediğini dile getirdi. Biz sorduk, Boyraz içten ve samimi yanıtlar verdi:

– Gazi Koşusu’nda at binmek bir jokey için ne ifade ediyor?

GAZİ Koşusu tabii ki çok önemli. Türkiye’nin derbisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk adına düzenlenen bir koşu. Kendi emriyle bir nevi onun vasiyeti gibi kabul edilen 3 yaşlı İngiliz atlarına mahsus bir koşu. Mustafa Kemal Atatürk adına düzenlenmesi apayrı bir heyecan katıyor işin içine. Buraya gelmek için bir sürü meşakatli yoldan geçiyorsunuz. Burada yarışmak bile çok önemli. Ne kadar başarılı olursanız olun bir jokeyin Gazi Koşusu’nu kazanarak bu başarıyı taçlandırması gerekir. Gazi kazanmadıysanız ne kadar yarış kazansanız da bir yanınız eksik kalır.

– Bu sene Gazi daha mı ortada? Sizce öne çıkan bir safkan var mı?

GEÇEN sene tabii Call To Victory, domine etmişti. Bu seneye baktığımızda 4-5 atın daha ön plana çıktığı görülüyor. Böyle olması daha da heyecan katıyor. Belirsiz olması çok keyifli hale getiriyor. Bir yarışı kazanmanın en az 20-25 faktörü var. Startından mesafesine, o günkü pist koşullarına, doğru yerde olmak, yarış içerisindeki doğru hamleler gibi liste uzayıp gidiyor. Jokeyler açısından, en az hata yapan kazanır.

– Fiero Mio’ya ilk kez bineceksin. Atı yeterince tanıma şansın oldu mu?

GAZİ Koşusu’na doğru, yani son bir ayda ciddi bir yol alınıyor. Dişi ve Erkek Tay Deneme, Kısrak ile Sait Akson gibi yarışlar oluyor. Bütün jokeyler gelen tekliflere göre atlara biniyor ama zaten hep yan yana koştuğumuz için diğer atların tekniğini az çok öğreniyoruz. Atı tanımak ve iletişim kurmak çok önemli. Fiero Mio’ya antrenman yaptırdım. Daha iyi tanımaya çalıştım. Rakip olarak onu tanıyordum, bundan dolayı çok büyük dezavantaj yaşayacağımı düşünmüyorum. Ben Gazi’yi Caprice’le kazandığımda hiç binmemiştim. Bold Pilot’tan sonra en iyi ikinci dereceydi.

– Kaçıncı kez Gazi’ye katılacaksın?

BEN sadece askerdeyken katılmamıştım, hemen hemen hepsine katıldım. Yani iki tanesini atlasak 28-29’una katılmışımdır ve her sene aynı heyecanı duyuyorum. Heyecan olmazsa olmaz zaten. Özellikle son bir ay kala Gazi Koşusu için büyük bir heyecan başlıyor.

– Gazi’yi üst üste 6 kez kazanan Ahmet Çelik’in rekoru kırılabilir mi?

BEN çok zor diye düşünüyorum. Çünkü tarihte böyle bir şey olmadı. Gerçekten çok büyük bir başarı. Başarısına da saygı duyuyorum. Genç yaşta bu başarıları elde etti. Gazi Koşusu çok önemli. Yani atın oraya sağlıklı gelmesi ve bir sürü başka etken yarış performansınızı etkileyebilir. Ahmet kardeşimiz de bunu üst üste altı kez yaparak dünyada eşi benzeri olmayan bir başarı kazandı. Altı kez ayrı ayrı kazanabilirsiniz ama üst üste altı kez kazanmak gerçekten takdire şayan.

Türk atçılığının usta jokeylerinden Sadettin Boyraz, Veliefendi Hipodromu’nda muhabirimiz Mesut Yıldırım’ın sorularına yanıt verdi.

ATTAN KOPMAK MÜMKÜN DEĞİL

– Atların bilmediğimiz bir dili var mı? Bunu bize anlatır mısınız?

BU, çok önemli bir soru. At çok hisli ve hassas bir hayvan. Siz ona ne verirseniz o da aynı şekilde size geri verir. Atın dili vardır. Sadece konuşamıyor diyebilirim. Ama sizin onu anlayabilmeniz önemli. Dünyada iki farklı canlının bir arada yaptığı tek spor binicilik. At her şeyi hissediyor, siz nasıl davranırsanız onun karşılığını alırsınız. Önemli olan onu anlayabilmek. Onunla iyi bir iletişim kurarsanız başarınız daha da artar. Yarıştığını biliyor. O atlar yan yana geldiklerinde hızlanıyor, birbirini geçmek için çaba sarf ediyor. Başka hiçbir yerde böyle bir hayvan olacağını düşünmüyorum. Aslında onlara hayvan da demiyoruz ama ismi öyle. Aslında o bir dost canlısı. Attan kopmanız mümkün değil.

CAPRICE VE PAN RIVER…

– Sizin için en özel atlar hangileri?

35 yıllık meslek hayatımda tabii ki unutamadığım birçok at var. Hangisi çok özel derseniz, Gazi Koşusu kazandığım Caprice ve Pan River diyebilirim. Bunların dışında bizim seviyemizi çok yükselten safkanlar da oldu. Mesela bunlardan biri Devir’dir. Arap atı olarak da Özgünhan’ı söyleyebilirim.

İLK YARIŞIMDA ATTAN DÜŞTÜM

– Unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

YAKLAŞIK 20 bin yarışta at bindim. İlk yarışımda büyük şanssızlık yaşamıştım. Attan düştüm ve yarışı bitiremedim. Tabii yılmadan çalıştım. Mesleğimi de sevince, başarı kaçınılmaz oldu. Diğeri de İzmir’de açık yarış koşuyoruz. Plase bir ata biniyorum, starta giderken at beni düşürüp yavaş tempoda bir tur attı. Eskiden getirip koşuyorlardı, şimdi yarış mesafesi kadar koşarsa yarıştan çıkıyor. At nefes nefese geldi. Yarışa başladık her yerde dolu gidiyor. İnanılmaz dedim. Şunu düşündüm; bu at kaçtı çok iyi oldu. O yarışı kazandım, tuhaftı benim için.

‘BİZİM İÇİN ŞAMPİYON’ GİBİ YAPIMLAR ARTMALI

– At yarışlarının yeterince popüler olduğuna inanıyor musunuz?

ASLINDA at yarışları son 25 yılda dünyada popülaritesi çok artan bir spor. Hatta Amerika’da yapılan araştırmaya göre de jokeylik, geleceğin mesleklerinde ilk 100’e kadar giriyor. Bu bir marketing. Mesela Bold Pilot’ın hikâyesini anlatan ‘Bizim için şampiyon’ filminden sonra ilgi biraz daha arttı. Ama bunların devamının gelmesi lazım, çünkü devamlılık önemli. Yurtdışında çok başarılı atlar olunca bunların dizileri çekiliyor, filmleri yapılıyor. Ama tabii ki takdir edersiniz, futbolun önüne geçemeyiz.

EMEKLİ OLSAK BİLE DEVAM

Çocukluğumdan beri atın içindeyim. Mesleğimizi icra ediyoruz. Jokeyliğin diğer sporlara göre avantajı, uzun yıllar yapabiliyorsunuz. Kendinize iyi baktığınız ve çalıştığınız sürece yapabilirsiniz. Tabii ki her şeyin sonu olduğu gibi bizim mesleğimizin de bir sonu var. Emekli olacağız ama ondan sonra atçılığın içinde olacağız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir